RABI, Isidor Isaac (1898 – 11 Ocak 1988, New York)
ABD’li fizikçi. Molekül ve atom tayflarının rezonans yardımıyla belirlenmesi yöntemini bulmuştur.
29 Temmuz 1898’de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırları içindeki Rymanovv’da (bugün Ukrayna’da) doğdu. Küçük yaşta ailesiyle birlikte ABD’ye göçtü. 1919’da Cornell Üniversitesi’ni bitirdi, üç yıl sonra aynı üniversitede başladığı doktora çalışmasını Columbia Üniversitesi’nde sürdürerek 1927’de doktorasını aldı. Bundan sonra iki yıl süreyle Avrupa’nın çeşitli üniversitelerinde bulundu. Bu dönemde özellikle, bir yıl kadar birlikte çalıştığı Stern’in geliştirdiği molekül ışını yöntemlerinden etkilendi. 1929’da New York’taki Columbia Üniversitesi’nde öğretim görevlisi oldu. 1937’de, atom araştırmaları açısından büyük önem taşıyan molekül ve atom tayflarının belirlenmesine yönelik rezonans yöntemini bulan ve aynı yıl Columbia Üniversitesi’nde profesörlüğe yükseltilen Rabi, 1967’de emekliye ayrılıncaya değin bu üniversitede çalıştı. Cambridge’teki Massachusetts Institute of Technology’ye bağlı Radyasyon Labora-tuvan’nın başkan yardımcılığına getirildiği II.Dünya Savaşı yıllarında, mikrodalga radarının geliştirilmesine katkıda bulundu. 1945’te New York Eyaleti’ndeki Brookhaven Ulusal Laboratuvarı’nın kuruluşunda etkili olan ve ertesi yıl Atom Enerjisi Komisyonu’nun Genel Danışma Komitesi üyeliğine seçilen Rabi, 1949’da, hidrojen bombasının yapımına oybirliğiyle karşı çıkan Oppeııheimer başkanlığındaki bu sekiz kişilik komitenin üyeleri arasında bulunan Fermi ile ortak bir bildiri yayımlayarak, “temel ahlak ilkeleriyle bağdaşmazlığına” inandığı hidrojen bombasının yapımını amaçlayan çabalan kınamıştı. 1952’de, Oppenheimer’m ayrılması üzerine Genel Danışma Komitesi’nin başkanlığına getirildi. Bu görevi 1956’ya değin sürdüren, 1955, 1958 ve 1964’te Atom Enerjisinin Banşçıl Amaçlarla Kullanımı için Cenevre’de toplanan uluslararası konferansların düzenlenmesinde önemli rol oynayan ve 1971’den bu yana Birleşmiş Milletler, Atom Enerjisinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımı Konferansı’nın başkan yardımcılığını yürüten Rabi, 1944’te Nobel Fizik Ödülü’nü, 1967’de Barış İçin Atom Ödülü’nü almış, aynı yıl uluslararası Niels Bohr altın madalyasıyla ödüllendirilmiştir.
Columbia Üniversitesi’nde çalışmaya başladığı yıllarda, atom ve molekül ışınları yöntemiyle sodyum atomunun tayfındaki çizgilerin bileşenlere ayrılmasını inceleyerek, sodyum çekirdeğinin spin açısal momentumunu h/2 π ’nin (h, Planck sabitidir) 3/2 katı olarak kesinlikle saptayan Rabi, birkaç yıl sonra, hidrojen ve döteryum (ağır hidrojen) atomlarından oluşan ışınlar üzerindeki deneylerle, protonun manyetik momentinin, 1933’te Stern tarafından bulunan ve beklenilenin yaklaşık üç katı çıktığı için fizikçileri şaşırtan değerini doğruladı. Bu çalışmaları sırasında molekül (ya da atom) tayflarının kesinlikle belirlenmesi amacıyla molekül (atom) ışınları rezonans yöntemini de geliştirmişti. Molekül tayflarının belirlenmesinde, moleküller ya da moleküller ile gazın içinde bulunduğu kabın çeperi arasındaki çarpışmaların gözlemin duyarlığı üzerindeki bozucu etkisini ortadan kaldırmak amacıyla, gaz moleküllerini çok küçük bir delikten havası boşaltılmış bir kaba akıtarak bir molekül ışını elde etmişti. Bu molekül ışını elektromanyetik bir ışınımdan dik doğrultuda geçirildiğinde moleküllerin soğurma tayfları belirlenebiliyordu; ancak, bu ışını oluşturan moleküller çok az sayıda olacağından bunların soğurmalarını saptamak çok zordu. Bu sorunu, gözlem sürecini tersine çevirerek çözen ve moleküllerin soğurdukları fotonları saptamaya çalışmak yerine, foton soğuran moleküllerin sayısını saptamanın çok daha kolay olacağını düşünen Rabi’nin bulduğu yöntemde, molekül ışını üreten bir kaynaktan çıkan moleküller bunları kuvantum durumlarına göre farklı açılarda saptıran bir düzenekten geçirilir; böylece, hepsi aynı kuvantum durumunda bulunan moleküllerden oluşmuş bir molekül ışını elde edilir ve bu ışın üzerine frekansı değiştirilebilen bir elektromanyetik ışınım düşürülür. Molekül ışını bundan sonra, ancak birinci düzenekle seçilmiş olan kuvantum durumundaki moleküllerin geçebildiği ikinci bir sezici düzenekten geçirilir. Kuvantum durumu bu sırada değişmiş olan moleküller saparak sistemden ayrılır. Deneyde elektromanyetik ışımanın frekansı (f) değiştirilerek, h.f çarpımıyla belirlenen foton enerjisinin, molekülün seçilmiş kuvantum durumuyla bir başka olanaklı kuvantum durumu arasındaki enerji farkına tam eşit olması, bir başka deyişle “rezonansta” olması sağlanırsa, molekül fotonu soğurur. Soğurma sonucunda kuvantum durumu değişen molekül, sezici düzenek tarafından saptırılarak dışarı atılır. Böylece sezici çıkışındaki moleküllerin sayısında minimum değerler sağlayan ışıma frekansları, molekül tayfında soğurma çizgileri biçiminde ortaya çıkar. Rabi’nin geliştirdiği bu rezonans yöntemli tayfölçer, molekül ve atomların yapılarının ayrıntılı biçimde incelenmesinde ve atom çekirdeklerinin mekanik ve manyetik özelliklerinin belirlenmesinde önemli bir araç olmuştur.
• YAPITLAR (başlıca): My Life and Times as a Physicist, 1960, (“Bir Fizikçi Olarak Yaşamım”); Man and Science, 1968, (“İnsan ve Bilim”); Science: The Centre of Culture, 1970, (“Kültürün Merkezi olarak Bilim”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi