RUZICKA, Leopold (1887-1976) Hırvat asıllı isviçreli kimyacı. Çevrimsel bileşiklerin yapısal analizine ve cinsiyet hormonlarının sentezine ilişkin çalışmalarıyla tanınır.
Leopold Stephen Ruzicka 13 Eylül 1887’de, o zamanlar Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun sınırlan içinde bulunan Hırvatistan’daki Vukovar’da doğdu, Zürich’te öldü. Almanya’daki Karlsruhe Technische Hochschule’de kimya öğrenimini tamamlayıp, Staudinger’in denetimi altında doktora derecesini aldıktan sonra, hocasımn ardından İsviçre’ye giderek bu ülkenin uyruğuna geçti ve 1918’de Zürich’teki Eidgenössische Technische Hochschule’de (ETH) öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. 1926’da Hollanda’daki Utrecht Üniversitesi’nde organik kimya profesörlüğüne atanan Ruzicka üç yıl sonra İsviçre’ye döndü ve 1929’dan 1957’ye değin ETH’de kimya profesörü olarak görev aldı. Çeşitli Avrupa üniversitelerinin onur doktorasıyla ödüllendirilen çalışmaları, 1939’da Butenandt ile birlikte Nobel Kimya Ödülü’ne değer görüldü.
Özellikle polimetilenler, terpenler ve hormonlar üzerinde çalışan Ruzicka’nın araştırmaları, organik kimyada gerek kuram, gerek uygulama açısından büyük önem taşır. 1916’da kokulu doğal bileşikleri incelerken, parfüm sanayiinin temel hammaddelerinden biri olan miskin bileşimindeki iki etkin maddeyi ayırmayı başaran Ruzicka, bu çevrimsel bileşiklerin halkasında 15 ve 17 karbon atomu bulunduğunu saptadı. Bu bulgusu, miskteki etkin bileşenlerin sentezine olanak vererek parfüm sanayiinin doğal maddelere bağımlılığını ortadan kaldırdığı gibi, en çok sekiz atomlu çevrimsel bileşiklerin tanındığı o günün kimyasında, daha fazla atomlu zincirlerin varlığını sürdüremeyecek denli kararsız olduğu yolundaki dar görüşü yıkarak organik kimyanın sınırlarını genişletecek nitelikteydi.
Sonraki yıllarda, metilenin (CH2) polimeri olan yüksek polimetilenlerin sentezini gerçekleştiren, bitkilerdeki uçucu ve kokulu yağların yapısında yer alan doymamış hidrokarbonlar grubundan terpenlerin bileşimini inceleyen Ruzicka, 1930’larda hormon kimyasına yöneldi ve Butenandt’m yapı formüllerinden de yararlanarak, erkek cinsiyet hormonlarından andros-teron ile testosteronun sentezini başardı.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi