Moritz Schiff Kimdir, Hayatı, Çalışmaları, Hakkında Bilgi

SCHIFF, Moritz (1823-1896) Alman zooloji ve fizyoloji bilgini. İçsalgı bezlerini incelemiş, özellikle tiroit bezinin yokluğunda ortaya çıkabilecek bozuklukları tanımlamıştır.

28 Ocak 1823’te Frankfurt’ta doğdu, 6 Ekim 1896’da Cenevre’de öldü. 1840’ta Heidelberg Üniversitesi’nde başladığı tıp öğrenimini Berlin ve Göttingen üniversitelerinde sürdürerek, 1844’te bu üniversiteden doktorasını aldı. Bir süre Paris’te, Jardin des Plantes’ta zooloji araştırmaları yapıp, Magendie’nin derslerini izledikten sonra 1845’te Frankfurt’a döndü ve bir yandan serbest hekimlik yaparken, bir yandan da evinde kurduğu laboratuvarda fizyoloji deneylerine başladı. Ertesi yıl, Frankfurt Zooloji Müzesi’nde Kuşlar Bölümü’nün yöneticiliğini de üstlendi. 1855’te akademik yaşama geçmeye karar vererek, öğretim görevine atanması için Göttingen Üniversitesi’ne yaptığı başvuru, Yahudi asıllı olduğu ve 1848 ayaklanmasında yaralı devrimcilere yardım ettiği bilindiğinden, hiçbir açıklama yapılmaksızın geri çevrilince Almanya’dan umudunu kesen Schiff, 1856’de İsviçre’ye geçti ve Bern Üniversitesi’nde karşılaştırmalı anatomi ve zooloji asistanı olarak göreve başladı. 1862’de fizyoloji profesörlüğüne atandığı, Floransa Üniversitesi’ne bağlı Instituto di Studii Superiori’de çok başarılı çalışmalar yapmasına karşın, deney amacıyla canlı hayvanlan kesmesi büyük tepkiyle karşılandığından, 1867’de İtalya’dan ayrılıp İsviçre’ye döndü ve ölünceye değin Cenevre Üniversitesi’nde fizyoloji profesörü olarak ders verdi.

Schiff, Magendie’den öğrendiği deney tekniklerini başarıyla uygulayarak, yeni yeni gelişmeye başlayan fizyolojide deneysel yöntemin öncülerinden olmuş, Floransa bilim çevrelerinin tepkiyle karşıladığı açımlama (teşrih) çalışmaları, özellikle yaşatkan (otonom) sinir sisteminin işleyişini, omurilik fizyolojisini ve içsalgılann önemini ortaya koymuştur. Önceleri kalp kasılmasını ve bu kasılmada sinirlerin rolünü inceleyen Schiff, yaşatkan sinir sisteminin kan damarlarının büzülüp genişlemesini nasıl denetleyerek kalbin çalışmasını etkilediğini vagus sinirinin etkisini araştırmış, beyin kabuğunun kan dolaşımı üzerindeki uyancı etkisine ilk kez dikkati çekmiş, beyinciğin ve omuriliğin bir bölümünün çıkarılıp alınmasından doğan fizyolojik etkileri açıklamıştır. Sonradan tıbba yeni tedavi olanakları sunan en önemli çalışması ise, tiroit bezinin işlevine ilişkin deneysel araştırmalarıdır. 1856’da, köpeklerde ve kobaylarda tiroit bezinin ameliyatla çıkarılıp alınmasının ölümle sonuçlandığını gösteren Schiff, 1884’te de tiroit bezi alınmış hayvanın vücudunun herhangi bir yerine bu tiroit dokusu aşılandığında geçici iyileşme belirtileri görüldüğünü açıklamıştı. Schiff’in bu bulguları, bir yandan tiroit bezinin aşın çalışmasından ileri gelen guatr hastalığının cerrahi tedavisini başlatmış, öte yandan George Redmayne Murray’in (1865-1939) öncülüğünde, tiroit bezinden alınmış özütlerin deri altına şırınga edilmesiyle, tiroit salgısının yetersizliğinden kaynaklanan ve dokularda önemli sıvıların toplanmasına yol açan miksödemlerin hormonla tedavisine olanak vermiştir.

• YAPITLAR (başlıca): Gesammelte Beitraege zur Physiolo-gie, 4 cilt, 1894-1898, (“Fizyolojiye Toplu Katkılan”).

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski