Operanın Evrimi III: Gerçekçilik Akımı-Verismo
19. yy in sonlarına doğru edebiyatta yaygınlaşan Doğalcılık (Natüralizm) akımı, opera bestecilerinin seçtikleri konulan etkilemeye başladı. Librettolardaki romantik anlayışa sert bir tepki olan bu hareket, en yaygın uygulama alanını İtalya’da buldu. Halkın gündelik yaşamına dayanan toplumsal, kimi zaman da siyasal konulan işlemeye başlayan İtalyan yeni opera anlayışı, bu nedenle ‘gerçekçilik” anlamına gelen Verismo adıyla nitelendirildi. Birçok kaynak Gerçekçilik akımının ilk örneği olarak A. Ponchielli’nin 1876 tarihli La Giacondo operasını gösterir. Bu yapıt tam gerçekçi özellikler taşımasa da, bestecisinin çevresinde Milano’da oluşan ve Giovarıe – Scuola Italiana (Genç İtalyan Okulu) diye anılan besteciler grubu, bu türün en yetkin örneklerini verdiler. Milano’da Puccini ve Mascagni’nin sistemleştirdiği bu yeni akımı bir yan etken olarak güçlendiren Napoli Okulu ise R. Leoncavallo, U.Giordano (1876-1948) ve F.Cilea (1866-1950) gibi bestecilerin yetişmesine olanak sağladı.
Bütünüyle Gerçekçilik akımı içinde yer alan önemli operalar Mascagni’nin 1890 tarihli Cavalleria Rusticana’sı ile Leoncavallo ’nun 1892’de sahnelenen I pagliacci (Palyaço) operasıdır. Puccini ise belirli bir yapıtından çok,
seçtiği konular ve opera müziğinde benimsediği teknik nedeniyle Gerçekçilik akımının simgesi durumuna geldi.
Bu yapıtlarında artık bel canto (süslenerek söylenen arya) kalkmış, yerine resitatif ile arya arasında bir söyleme biçimi olan ve asıl temayla işlenmiş bölümlere ayrılmadan, bağımsız bir ezgi olarak akıp giden bir biçimde söylenen arioso kullanılmıştır. Orkestra eşliği, zengin renklerle dolu bir armoni ve çalgılama biçimiyle oluşturulmuş, yer yer ana temanın ammsatıldığı leitmotiv’lerle bezenmiştir. Gene, perde açıkken orkestranın çaldığı ara müziği olan intermezzo’lar gerçekçi opera bestecilerinin sık başvurduğu bir anlatım aracıdır.
İtalyan operasına Gerçekçilik anlayışının yerleşmesinden bir süre önce, 1875’te, Fransa’da G. Bizet’nin Carmen’i sahnelendi. Gerçekçi akıma uygun bir konusu ve işlenişi olan bu operaya gösterilen tepkiden sonra Fransız bestecileri yıllarca Gerçekçilik’ten uzak durdular. Gerçekçi sayılabilecek ilk Fransız operalarını 1890’larda E. Zola’nın romanlarından esinlenerek Alfred Bruneau (1857-1934) besteledi. Bunlardan 1897 tarihli MessidoPun librettosunu da E.Zola yazdı. G.Charpantier (1860-1956) ise 1900 tarihli Lou ise operası ile bu türe katkıda bulundu.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi