Protagoras (İÖ 481-420)
Eski Yunan, sofist. “İnsan her şeyin ölçüsüdür” önermesini ileri sürerek, genel geçerlik taşıyan bir gerçekliğin bulunmadığı görüşünü savunmuştur.
Protagoras, Antik Yunan felsefesinde önemli bir figürdür ve sofistler arasında öne çıkar. MÖ 5. yüzyılda yaşamıştır ve Atina'da etkinlik göstermiştir. Sofistler, genellikle retorik ve argümanların kullanımıyla tanınırlar ve Protagoras da bu alanda uzmandı.
Protagoras'ın en ünlü görüşü, "İnsan her şeyin ölçüsüdür" şeklinde ifade edilir. Bu ifade, her şeyin göreceli olduğunu ve insan algısının merkezi bir öneme sahip olduğunu vurgular. Protagoras'a göre, insanın algısı, deneyimi ve bakış açısı, gerçekliği algılama ve yorumlama şeklimizi belirler. Bu nedenle, her bireyin kendi deneyimlerine dayanarak kendi gerçekliğini oluşturması gerektiğini savunmuştur.
Protagoras ayrıca, retorik alanında da etkiliydi. İnsanlara daha iyi argümanlar sunarak, etkili bir şekilde ikna etmeyi öğretmiş ve bu alanda ustalaşmıştır. Onun etkisi, Antik Yunan düşünce geleneğinde ve retorik sanatında derin izler bırakmıştır.
Ancak, Protagoras'ın görüşleri ve yaşamı hakkında doğrudan bilgiye sahip olmak zordur çünkü ona ait eserler günümüze ulaşmamıştır. Onun hakkında bilgi, genellikle diğer Antik Yunan filozoflarının eserlerinde ve atıflarında bulunabilir. Bununla birlikte, Protagoras'ın etkisi, özellikle retorik ve epistemoloji (bilgi kuramı) alanlarında, Antik Yunan düşüncesini derinden etkilemiştir.
Hayatı
Artemon oğlu Protagoras, Trakya'nın Abdera şehrinde doğdu ve Sicilya'ya gitmek için yola çıktığı sırada öldü. Demokritos'un vatandaşı ve çağdaşıydı ve onunla birlikte Atomculuk'un temellerini atmıştı. Gençlik yıllarında felsefe öğrenmek için Leukippos'tan ders aldı, daha sonra geçimini sağlamak için yük taşıdı ve ağır işlerde çalıştı. Bir rivayete göre, yük taşıyıcılarının kullandığı arka semerin mucidiydi.
Demokritos'un tavsiyesi üzerine felsefe, dilbilgisi, retorik ve politika gibi konularda eğitim vermek için farklı şehirleri dolaştı ve bu hizmetler karşılığında gelir elde etti. Ardından Atina'ya gitti, ancak tanrıları konu alan bir eseri tepkiyle karşılandı ve tanrıtanımazlıkla suçlandı. Tutuklanmaktan kaçmak için Sicilya'ya gitmek üzere bindiği gemi battığında boğuldu.
Protagoras, Atina'da bulunduğu süre boyunca ünlü devlet adamı Perikles'le yakın ilişkiler kurdu ve yazar Euripides'in arkadaşı oldu. Konuşmalarının ikna edici etkisi ve gençleri toplum yönetiminde görev almaları için teşvik etmesi nedeniyle büyük ilgi gördü. Onun çevresinde toplanan öğrencilere, teorik bilgiden ziyade günlük yaşamda kullanılabilir bilgiler verme önerisiyle, felsefenin amacının insanı anlamak ve onun günlük davranışlarını yönlendirmek olduğunu savundu. Bu nedenle, bilginin bir yarar aracı olduğunu düşündü. Retorik ve dilbilgisi, bu yararlı bilginin sağlanmasında temel araçlardı. Retorik, geniş kitlelere hitap ederek destek sağlarken, dilbilgisi, ölçülü, tutarlı ve etkili bir şekilde konuşma yeteneğini geliştirirdi.
Protagoras'a göre, doğacı felsefenin evreni anlamaya yönelik çabaları insan sorunlarına gerçek bir çözüm getiremez. Ona göre, insan bir eylem varlığıdır ve yaşam içinde belirli bir rolü vardır. Önemli olan, insanın bu rolünü ve görevini anlamak için bir bilgi yöntemi geliştirmektir. Evrende sabit ve değişmeyen bir nesne yoktur, her şey sürekli bir akış ve değişim içindedir. Bu nedenle, insanın kesin ve genel geçer bir bilgi elde etmesi mümkün değildir. Nesneler arasındaki ilişkilerin değişkenliği nedeniyle kalıcı bir bilgi sağlanamaz. Protagoras'a göre, bilgi görecelidir ve duyularla sağlanan izlenimler insanın durumuna bağlıdır. Dolayısıyla, bilgi de görecelidir ve her insan için farklılık gösterebilir.
Protagoras'ın ahlak görüşleri, insanın güncel davranışlarından kaynaklanır ve us ilkelerine dayanır. Ahlakın amacı, insana yararlı olanı belirlemektir ve yaşamı düzenlemektir. Ahlakla ilgili değerlerin temeli, insanların uzun süreçte bir araya gelerek oluşturduğu bir toplumsal yapıdır. İnsanlar başlangıçta savunmasızdı ve bilinçli bir topluluk oluşturma becerisine sahip değillerdi. Ancak zamanla, karşılıklı yardımlaşma ve korunma duyguları gelişti ve bu, ilkel toplumların oluşmasını sağladı. Bu toplumlarda, bireylerin anlayış gücüne ve yeteneklerine dayanarak birlik kurma eğilimi doğdu. Bu eğilimin sonucunda, doğruluk, değer, uyum, yardımlaşma, erdem gibi kavramların ahlaki bir düzen oluşturduğuna inanılır.
Protagoras'a göre, eğitim-öğretim gençlerin doğal yeteneklerini geliştirmeli ve yaşama yararlı bilgiler vermelidir. Kuramsal bilgi ile uygulamaya dönük bilgi arasında denge sağlanmalıdır çünkü her tür bilgi insanın iç dünyasını anlama becerisini artırmalıdır.
Protagoras'ın fikirleri, toplum yönetimine önem veren düşünürler üzerinde uzun süre etkili olmuştur ve gençlerin gelecekteki görevlerine rehberlik etmek için kullanılmıştır. Onun retorik ve dilbilgisine verdiği önem, bilginin yaşamda kullanılabilir olması gerektiği fikrini desteklemiştir. Bu düşünceler, Sofizm'e bir öğreti olarak bakanlar üzerinde büyük bir etki yaratmıştır. Yazılı eserleri günümüze ulaşmamış olsa da fikirleri, özellikle Platon'un "Protagoras" ve "Theaitetos" adlı eserlerinde detaylı olarak ele alınmıştır.