REAGAN, Ronald (1911-5 Haziran 2004)
ABD’li devlet adamı. 1981-1989 döneminde ABD devlet başkanlığı yapmıştır.
6 Şubat 1911’de Illinois Eyaleti’nde, Tampico kasabasında doğdu. 5 Haziran 2004’te Los Angeles’in Bel Air semtindeki evinde zatürreeden öldü. İrlanda kökenli Katolik bir ailenin oğludur. 1932’de Illinois’deki Eureka College’ı bitirdikten sonra spor spikeri olarak çalışmaya başladı. 1937’de Holysvood’a gitti ve ikinci sınıf filmlerde rol aldı. 1947-1952 arasında Sahne Aktörleri Birliği’nin başkanlığını yaptı. 1949’da Film Sanayii Konseyi başkanı oldu. Bu dönemde çok sayıda sanatçı hakkında komünizm suçlamasıyla soruşturma açan Amerikan Aleyhtarı Etkinlikleri Araştırma Komitesi’yle işbirliği yaparak “kara liste”nin hazırlanmasına yardımcı oldu.
1962’de Cumhuriyetçi Parti’ye girdi. 1966’da iş çevrelerinin desteğiyle seçimleri kazanarak Califomia valisi oldu. 1968’de Cumhuriyetçi Parti içindeki başkan adaylığı ön seçimlerini Richard Nixon karşısında yitiren Reagan, 1970’te yeniden Califomia valiliğine seçildi. 1976’da başkan adaylığı ön seçimlerine katıldıysa da parti Gerald Ford’u aday gösterdi. 1980 başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’nin rakipsiz adayı oldu ve Demokratlar’ın adayı Jimmy Carter karşısında oylann % 51’ini alarak devlet başkanı seçildi.
Ocak 1981’de görevine başlarken bir “ulusal yenilenme” döneminin başladığım ilan eden Reagan, Şubat 1981’de iktisadi iyileştirme Programı adı altında izleyeceği iktisadi politikamn ana hatlarını açıkladı. Devletin ülke ekonomisindeki rolünün azaltılmasını amaçlayan bu program 1979’dan beri uygulanan sıkı para politikasının sürdürülmesini, savunma harcamaları dışındaki devlet harcamalarının kısılmasını ve vergilerin indirilmesini öngörüyordu. Uygulanan iktisadi politika sonucu enflasyonun denetim altına alınmasına karşın, kapatılması hedeflenen bütçe açığı büyük boyutlara ulaştı. Bunun üzerine vergiler yeniden artırıldı ve bütçede ek kısıntılar yapıldı. Aynca, faiz oranlannın yüksekliği nedeniyle dolar değer kazandı, ihracata yönelik sektörlerde durgunluk yaşanırken ithalat ve dış ödemeler açığı arttı. Öte yandan, faiz oranlanmn yüksekliği ABD’ye yabancı sermaye akımını hızlandırarak iç tasarruf açığının kapatılmasını sağladı. Bunun sonucunda 1983 yılında yatırımların artmasıyla birlikte iktisadi bir canlanma görüldü.
Seçim kampanyası sırasında “güçlü Amerika” sloganını kullanan Reagan sertlik yanlısı bir dış politika izledi. Mart 1981’de kendisine karşı yapılan bir suikast girişiminden yaralanarak kurtuldu. Dünya barışının ancak ABD’nin SSCB karşısında askeri üstünlük kurmasıyla sağlanabileceği iddiasıyla silahlanma harcamalarım artırdı. 1979’da imzalanan SALT II Antlaşması’nı onaylamaktan kaçınarak Kasım 1982’de yeni MX nükleer füzelerinin ABD’ye yerleştirileceğini açıkladı ve Kasım 1983’te PershinglI ve Cruise füzelerinin Avrupa’ya yerleştirilmesini başlattı. Aynca nötron bombasının ABD’de yapılmaya başlandığını açıkladı ve son olarak 1984’te “Yıldızlar Savaşı” projesini ortaya attı.
Reagan’ın Eylül 1982’de Ortadoğu için ortaya attığı “banş planını” İsrail reddetti. Lübnan’a gönderilen Birleşmiş Milletler barış gücü içinde yer alan ABD deniz piyadelerinin Hıristiyan Falanjistler’in yanında savaşmalanyla Ortadoğu politikası bir çıkmaza giren Reagan, 1984 başında deniz piyadelerini geri çekmek zorunda kaldı. Orta Amerika’da radikal bir yönetime izin vermeyeceğini göstermek ve Lübnan başarısızlığını unutturmak için Grenada’ya asker gönderdi. Aynı amaçla, El Salvador’daki diktatörlüğe askeri yardımda bulundu ve Nikaragua’daki Sandinist yönetimi devirmek amacıyla eski diktatör Somoza yanlılarım destekledi. Irkçı Güney Afrika yönetimi ile bir diyalog başlatma çabalan ise sonuç vermedi.
Dış politikadaki başarısızlıklarına karşın “güçlü Amerika” görüntüsünü yaratmayı başaran Reagan, ekonomideki canlanmanın da etkisiyle, Kasım 1984’te yapılan başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’nin adayı Walter Mondale karşısında 50 eyaletten 49’unu kazanarak yeniden devlet başkanı oldu.
1986 sonlarında Reagan yönetiminin, Kongre’nin kararlarına aykırı olarak İran yanlısı teröristlerce Beyrut’ta rehin tutulan Amerikalıların kurtulmasını sağlamak amacıyla İran’a silah gönderdiği ortaya çıktı. ‘İran-gate’ (İran-Kontra skandalı) diye tarihe geçen ve Reagan yönetimini sarsan bu uygulama ABD hükümetinin açıkça ilan ettiği teröristlerle pazarlık etmeme politikası ile çelişiyordu.
Bundan kısa süre sonra, Beyaz Saray’a danışmanlık yapan Ulusal Güvenlik Konseyi’nin bazı üst düzey görevlilerinin, İran’a gönderilen silahlardan elde edilen paranın bir bölümünün Nikaragua’daki Marksist Sandinista hükümetine karşı çarpışan ABD desteğindeki contra’lara aktardıkları anlaşıldı. Satışı düzenlediği gerekçesiyle Albay Oliver North görevden alındı, Amiral John Pointexter istifa etti. Reagan’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert McFarlane ise intihara kalkıştı. Komisyon raporu Reagan’ın bağlantısını asla kanıtlayamadı ancak ‘Amerikan halkına yalan söylemekle’ itham etti. Skandalın büyümesi üzerine Ronald Reagan bir televizyon konuşması yaparak olayın varlığını inkar etti. 13 Kasım 1987 tarihinde, Reagan tekrar bir televizyon konuşması yaparak İran’a silah satışı yapıldığını doğruladı fakat bunun rehinelerin kurtarılması amacına yönelik olarak yapılmadığını belirtti. Bu gelişmeler Kongre’de ciddi rahatsızlıklara yol açarken, emrindekilerin çevirdiklerini kavramakta yetersiz, kontrol etmekteyse daha da yetersiz olduğu ortaya çıkan Reagan’ın popülaritesi ve saygınlığı önemli ölçüde darbe aldı.
Almanya’nın başkenti Berlin’de, 1986’da bir diskoteğe yapılan bombalı saldırıda 2 Amerikan askeri ve 1 Türk kadının ölmesi üzerine, ABD savaş uçakları, Libya’nın Trablus ve Bingazi şehirlerini bombaladı.
Reagan, ikinci başkanlık döneminin dolmasının ardından Şubat 1989’da, anayasaya göre tekrar başkan adayı olamadığı için emekliye ayrıldı. Yerine, kendisinin Başkan Yardımcılığı’nı yapan Cumhuriyetçi Parti adayı George H. W. Bush Başkan seçildi. Böylece, II. Dünya Savaşının bitmesinden bu yana ilk defa (ve şimdiye kadar tek defa) ABD’de aynı partinin adayı üç defa üst üste Başkan seçilmiş oldu.
Soğuk Savaş’ın Washington lehine sonuçlanması ona “SSCB’yi dağıtan lider” unvanını kazandırdı. Birçok siyasetçiye göre Reagan, Gorbaçov’a, Sovyetler’in sonunun gelmesi için yardımcı olmuştu. Reagan’ın savunma proje ve harcamalarına ‘nefesi yetmeyen’ SSCB’nin ‘oyundan çekildiği’ yorumları yapılmaya başladı. Reagan, 1989’da görevden ayrılırken, seçimi dönemin Başkan Yardımcısı George Bush kazandı. Uzmanlara göre ‘selefi’nin Sovyet politikasını aynen uygulayan Bush da ‘Reagan’ın ektiğini biçti’ ve SSCB Aralık 1991’de resmen dağıldı.
Dünya tarihinde sağ politikalara yeni bir nefes getiren Ronald Reagan, ABD’yi bir muhafazakar kalesine dönüştürme tutkusuyla eşsiz bir başkan olmuştur. Bu özelliğini, Arjantin’le yaşanan Falkland Adaları savaşında destek verdiği dönemin Britanya Başbakanı Margaret Thatcher ile de paylaştı.
5 Kasım 1994’de Alzheimer teşhisi konulan Ronald Reagan, bir daha hiç halk arasına karışmadı.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi & vikipedi