ROOSEVELT, Theodore (1858-1919) ABD’li siyaset ve devlet adamı. Hızlı sanayileşmenin yarattığı sorunları çözmeye çalışmış, yayılmacı bir dış politika izlemiştir.
27 Ekim 1858’de New York kentinde doğdu, 6 Ocak 1919’da New York’ta Sagamore Hill’de öldü. Hollanda kökenli varlıklı bir aileden geliyordu. 1876’ya değin özel öğretmenlerden ders aldıktan sonra Harvard College’a girdi, burada tarih ve siyasete ilgi duyarak doğa bilimleri üzerine eğitim görmekten vazgeçti. 1880’de okulu bitirdikten dört ay sonra evlendi. Aynı yıl hukuk okumak üzere Columbia Üniversitesi’ne girdiyse de konunun ilgisini çekmemesi nedeniyle 1882’de okulu bıraktı ve henüz 23 yaşındayken Cumhuriyetçi Parti’den New York Eyalet Senatosu’na seçildi. Cumhuriyetçi Parti ileri gelenleriyle yerel ve merkezi yönetimlerdeki siyaset adamlarının büyük çoğunluğunun yalnızca çeşitli ayrıcalıklar isteyen işadamlarının çıkarlarına göre davrandığını, rüşvet ve yolsuzlukların alabildiğine arttığını görerek, partinin içinde bulunduğu yozlaşmaya karşı çıkan, hızlı sanayileşme ve kentleşmenin yarattığı sorunlara çözüm arayan ve daha sonra İlericiler olarak adlandırılan reformcu kanadın önderlerinden biri durumuna geldi.
Yasama döneminin sona erdiği 1884’te hem annesi, hem karısı öldü. Dakota bölgesinde Missouri Nehri kıyısında yaptırdığı çiftliğe çek ilerek kendini tarih çalışmalarına verdi.
1886’da New York belediye başkanlığı seçimlerine katıldıysa da kazanamadı. Aynı yıl Londra’da ikinci kez evlendi. 1889’da başkan B. Harrison tarafından Kamu Hizmetleri Komisyonu üyeliğine atandı. Komisyonun işlerliğe kavuşturulması ve vatandaşlara hizmet götürülebilmesi için gayretli çalışmaları sonucu komisyonun başkanlığına getirildi. 1895’te New York kenti polis örgütünün başkanlığını üstlendi. Yasaları uygulama konusundaki titizliği onu zaman zaman kendi partisinin üyeleriyle karşı karşıya getirdi. 1897’de bu görevinden istifa ederek başkan McKinley hükümetinde donanma bakanı yardımcısı oldu. 1898’de ABD’nin İspanyol sömürge yönetimine karşı savaşan Küba’nın yanında savaşa katılmasının ateşli bir savunucusu oldu. Savaş kararı alınır alınmaz da Nisan 1898’de hükümetten istifa edip I.Gönüllü Süvari Alayı’nı örgütleyerek Küba’ya gitti. İspanya’nın yenilgisinden sonra savaş kahramanı olarak ülkesine döndü.
Başkan olması
1898’de New York valisi seçildi. 1900’de McKinley’ nin başkan yardımcısı olmak üzere seçimlere katıldı ve kazandı. 14 Eylül 1901’de başkan McKinley’nin öldürülmesinden sonra beklenmedik biçimde ve henüz 43 yaşındayken ABD’nin en genç başkanı oldu. Parlamentoda muhafazakâr Cumhuriyetçiler’in çoğunlukta olmasının ve kendisinin rastlantısal biçimde başkanlığa gelmesinin getirdiği zorluklara karşın gerekli gördüğü reformları uygulamaya koymak için hemen harekete geçti.
İç politikası
Roosevelt başkan olduğunda Amerikan sanayiinde tekellerin egemenliği doruğuna ulaşmış, halk sürekli fiyat artışları ve kötü çalışma koşullan altında ezilmekteydi. İlk işi 1890’da kabul edilmiş olan Sherman Anti-Tröst Yasası’m işlerliğe kavuşturmak oldu. 1902’den başlayarak demiryolları, et, petrol, tütün ve diğer alanlardaki tröstler için dava açtırdı. Northern Securities Company adlı demiryolu tröstünün dağıtılmasına ilişkin karar kamuoyunda çok olumlu bir tepki uyandırdı. 1903’te Kongre’ye eyaletler arası ticaretle uğraşan şirketlerin defterlerini denetleyecek bir Şirketler Bürosu açılmasını kabul ettirdi. Büyük işçi ve işveren örgütlenmelerinin genel refahın artırılması için yararlı olduğuna inanmakla birlikte hükümetin bunların üzerinde bir güce sahip olması gerektiğini düşünüyordu. 1902’de kömür madenlerinde beş aydır süren greve müdahale ederek, işverenleri, işçiler lehine önemli kazanmaların sağlandığı bir uzlaşmaya zorladı.
1904’te büyük bir çoğunluğun oyuyla yeniden başkan seçildi. Demiryolu şirketlerinin yüksek taşıma tarifelerinin yarattığı şikâyetlere çözüm bulmak amacıyla 1905-1906 yıllarında Kongre’de verdiği İsrarlı mücadele sonunda 1906’da kabul edilen Hepburn Yasası’yla Eyaletler Arası Ticaret Komisyonu’nun onayı olmadan fiyatların artırılmamasını sağladı. 1906’da ayrıca, tüketicileri korumak amacıyla et, yiyecek ve ecza maddelerinin denetlenmesine ilişkin yasalar çıkardı. Aldığı en önemil kararlar arasında doğal çevrenin korunmasına ilişkin olanlar vardı. Girişimcilerin hiçbir kısıtlama olmaksızın ülkenin doğal kaynaklarını tüketmelerini engellemek, orman, su, maden gibi zenginliklerinin gelecek kuşaklara da kalmasını sağlamak için önlemler aldı. 78 milyon hektar federal araziyi ticari amaçlı işlere kapattı. Maden bulunan toprakları kamu denetimine aldı, vahşi doğanın korunmasına, ulusal parkların sayısının artırılmasına çalıştı.
Dış politikası
Yalnızca güçlü ulusların yaşama şansı olduğuna inanan Roosevelt, dış politikasını yayılmacılık temelinde yönlendirdi. Kongreyi donanmanın güçlendirilmesi gerektiğine ikna ederek birinci başkanlık döneminin sonunda ABD’yi büyük bir deniz gücü durumuna getirdi. ABD’nin en tehlikeli rakibi olarak gördüğü Almanya’ nin Karaibler ve Latin Amerika’da yayılmasını büyük bir kaygıyla izliyordu. 1902’de İngiltere, İtalya ve Almanya Venezuela’yı denizden abluka altına alınca Monroe Doktrini’ne dayanarak müdahale etti ve Venezuela’yla Almanya’yı uzlaşmaya zorladı. İki okyanus arasında deniz ticaretini kolaylaştıracak bir kanal açılmasını isteyen işadamlarının bu taleplerini karşılamak için 1903’te Kolombiya’dan yapımı bir Fransız şirketince sürdürülen Panama Kanalı’nm kullanım hakkının ABD’ye verilmesini istedi. Ancak, Kolombiya bu isteği geri çevirince Fransız şirketinin yardımıyla bir ayaklanma düzenletip Panama’ nin Kolombiya’dan bağımsızlığını ilan etti; yeni kurulan hükümetle yaptığı anlaşma sonucu Panama Kanalı’nın kullanım hakkını ele geçirdi. 1904’te Batı ülkelerine borçlarını ödeyemez duruma düşen Dominik Cumhuriyeti’nin mâliyesini düzenleme gerekçesiyle buraya bir iktisadi danışman gönderdi ve kısa zaman içinde ülke mâliyesi ABD’nin denetimi altına girdi. Bu olayın ardından Kongre’de yaptığı konuşmada Monroe Doktrini’nin kapsamını genişleterek ABD’nin yalnızca Latin Amerika’ya dış müdahaleyi engellemekle kalmayacağını, aynı zamanda bu ülkelerin uluslararası yükümlülüklerini yetine getirmelerini güvence altına alacağını açıklayarak ABD’nin Latin Amerika ülkelerinin içişlerine karışmalarına ortam hazırladı. 1906’da Küba’da bir liberal ayaklanma olunca William Taft’ı oraya göndererek ABD güdümünde bir geçici hükümet kurdurdu.
Orta Amerika ülkelerinde ABD egemenliğinin kurulmasında önemli adımlar atan Roosevelt, McKinley döneminde ele geçirilen Filipinler’de ABD’nin denetimini koruyamayacağını ve Uzakdoğu’da egemenliğinin söz konusu olamayacağını gördü. Japonya’nın Uzakdoğu’ da büyük bir güç olacağını sezerek ABD’nin çıkarlarına uygun biçimde Japonya’yla dostluğu sürdürmekten yana oldu. 1905 ’te New Hampshire’da topladığı Portsmo-uth Barış Konferansı’yla Rus-Japon Savaşı’nı sona erdirmek için arabuluculuk yaptı ve bu konudaki çabasıyla 1906 Nobel Barış Ödülü’nü aldı. 1906’da 11 ülkenin katılımıyla Fas’ın uluslararası konumunun tartışıldığı Algeciras Konferansı’nın ve 1907’de 44 ülkenin bir araya gelmesiyle uluslararası anlaşmazlıkların hukuk yoluyla çözümü ve savaş hukuku konularının tartışıldığı I.La Haye Barış Konferansı’nın toplanmasında önemli rol oynadı.
İlerici Parti
Roosevelt 1908 seçimlerinde yeniden başkan seçilebilecek durumdayken, 1904 seçimlerinde üçüncü kez aday olmayacağını açıklamış olduğundan W.H. Taft’ı başkan adayı gösterdi ve Afrika’da on ay süren bir ava çıktı, ardından da Avrupa’ya gitti. Döndüğünde Cumhuriyetçi Parti içindeki anlaşmazlıklar büyümüştü. Roosevelt, İle- 4 ficiler’in isteğiyle 1912 seçimleri için adaylığını koydu. Ancak, Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adaylığına Taft seçilince yandaşlarıyla birlikte partiden ayrılarak İlerici Parti’yi kurdu. Seçim kampanyası sırasında “Yeni Milliyetçilik” olarak adlandırdığı programla şirketler üzerinde federal denetim, radikal vergi reformu, emekçiler ve diğer ayrıcalıksız gruplar için toplumsal adalet önerdi. Ancak, Cumhuriyetçi Parti’nin bölünmesi nedeniyle, seçimleri Demokratik Parti’den W.Wilson kazandı.
I.Dünya Savaşı başlayınca ABD’nin İtilaf Devletleri yanında savaşa girmesinin savunuculuğunu yaptı. Almanya’ya karşı daha sert bir siyaset izlenmesini ve her an savaşa hazır olunmasını istedi. Nisan 1917’de ABD I.Dünya Savaşı’na katıldıktan sonra da yönetimi hızlı hareket etmemekle suçladı. Savaşın sonunda Milletler Cemiyeti kurulması çalışmalarına karşı çıktı, Fransa, İngiltere ve ABD’nin içinde yer alacağı bir askeri ittifakın barışın korunması açısından daha yararlı olacağını savundu.
Theodore Roosevelt’in hem tarih, siyaset ve biyograf alanlarında, hem de gezdiği yerleri ve katıldığı avları anlatan kitapları vardır. McKinley döneminde başlatılan dış yayılma politikasının gayretli bir uygulayıcısı olmuş, güçsüz ülkelere karşı baskıcı, büyük devletlere karşı ise uzlaşmacı bir siyaset izleyerek ABD’nin 20. yy’ın en güçlü devletlerinden biri olmasının yolunu hazırlamıştır. İç politikada ise hızlı sanayileşmenin yarattığı sorunları çözmeye çalışarak devletin, toplumun çıkarlarını ilgilendiren konularda müdahaleci olması gerektiğini savunmuştur.
• YAPITLAR (başlıca): The NavalWar of1812, 1882, (“1812 Deniz Savaşı”); The Wilderness Hunter, 1893, (“Sahra Avcısı”); WinningoftheWest,Aç\\t, 1889-1896, (“Batı’nınKazanılması”); Oliver Crommell, 1900; The New Nationalism, 1910, (“Yeni Milliyetçilik”); Progressive Principles, 1913, (“İlerici İlkeler”); Theodore Roosevelt: An Autobiography, 1913, (“Otobiyografi”).
• KAYNAKLAR: J.M. Blum, The Republican Roosevelt, 1962; D.Burton, Theodore RooseveltıConfident Imperialist, 1968; W.H.Horbaugh, PoıverandResponsıbilıty: The Life and Times of Theodore Roosevelt, 1961.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi