REED, Walter (1851-1902)
ABD’li hekim, patoloji ve bakteriyoloji uzmanı. Sarıhummaya neden olan mikroorganizmanın bir tür sivrisinekle taşındığını ve hastalığın bulaşma yollarını açıklamıştır.
13 Eylül 1851’de Virginia Eyaleti’ndeki Belroi’da doğdu, 23 Kasım 1902’de Washington’da öldü. 1869’da Virginia Üniversitesinden, ertesi yıl New York’taki Bellevue Tıp Okulu’ndan tıp doktorasını alıp, çeşitli hastanelerde pratisyen hekim olarak çalıştıktan sonra 1875’te orduya katıldı. Arizona’daki birliklerde görevlendirilen ve uzun yıllar sınır karakollarında garnizon hekimliği yapan Reed, 1889’da bir yıllığına Baltimore’da göreve çağrılınca, Johns Hopkins Hastanesi’nde patoloji ve bakteriyoloji derslerini izleyerek bu alanda uzmanlaşma fırsatını buldu. 1893’te de, Washington’da yeni kurulan Askeri Tıp Okulu’nun bakteriyoloji ve klinik mikroskopi profesörlüğüne, ayrıca Askeri Tıp Müzesi’nin müdürlüğüne atandı. 1898 İspanya-Amerika Savaşı sırasında, askeri birliklere büyük kayıplar verdiren tifo salgınlarını, 1900’de ise Küba’daki ABD birliklerinde baş gösteren sarıhumma salgınım incelemekle görevli komisyonun başkanlığım yürüttü.
Özellikle tropikal bölgelerde yerleşik bir hastalık olan ve yüzyıllar boyu kitle halinde ölümlere yol açan sarıhummamn, basil türü bir bakteriden ileri geldiği ve bu hastalığa yakalanmış kişilerin kullandığı eşyalarla bulaştığı öne sürülmüştü. 1881’de Kübalı hekim Finlay, bir tür sivrisinek olan çizgili sineğin (Stegomyiafasciata) hastalık yapıcı etkeni taşıyarak ısırığıyla sağlıklı insanlara bulaştırdığını açıklamışsa da, görüşlerini kabul ettirememişti. Önce hastalık yapıcı mikroorganizmanın bakteri olmadığını kanıtlayan Reed, hastalığı yerinde incelemek üzere, dört kişilik bir komisyonla Havana’ daki ABD garnizonunda çalışmaya başladıktan sonra, Finlay’in bulgularını doğrulayacak sonuçlar aldı. Reed ve ekibi, gönüllü askerler üzerinde yaptıkları deneylerde, yirmi iki kişiden on dördüne sivrisinek ısırığıyla, altısına hastalıklı kişilerin kanını, iki kişiye de Pasteur filtresinden geçirilmiş kan serumunu damardan vererek, deneysel yoldan sarıhumma aşıladılar. Bu askerlerin tümünün hastalığa yakalanmasına karşın, aynı koğuşta bulunan ve onların eşyalarını kullanan öbür askerlerde sarıhumma görülmemesi Finlay’i tümüyle doğruluyordu. Böylece Reed, bugün Aedes aegypti diye anılan çizgili sineğin dişisinin, hastalığa yakalanalı yalnızca üç gün olmuş kişilerin kanını emerek aldığı sarıhumma virüsünü taşıyan bir arakonak olduğunu, arakonaktaki virüsün hastalık yapıcı etkisini iki hafta sonra yitirdiğini, sineğin bu süre içinde ısırdığı sağlıklı kişilere hastalığı bulaştırdığını ve üç ile beş günlük bir kuluçka devresinden sonra sarıhumma belirtilerinin başladığını açıkladı. Sivrisineklerin ve yumurtalarının yok edilmesi için yoğun bir kampanya başlatıldıktan sonra da, Küba ve Panama’da sarıhummamn önü alınabildi.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi