Yeni Roman
Yeni Roman, 1950’lerde Fransa’da gelişen bir roman akımtdır. Farklı yaklaşımları olmakla birlikte, geleneksel romanının sınırlarını ve kalıplarını yıkma amacında birleşen yazarların oluşturduğu Yeni Roman, bir karşıt-roman akımı olarak nitelendirilmiştir. Robbe-Grillet, M.Butor, N.Sarraute, C.Simon, M.Duras, R.Pinget, Jean Lagrolet (1918), Claude Ollier (1922), Claude Mauriac ve Bruce Morrissette gibi yazarlar bu türde örnekler vermişler, aynca Robbe-Grillet Pour un nouveau roman (Yeni Roman) ve Sarraute L ‘ere du so-upçon (Kuşku Çağı) adlı yapıtlarında akımın kuramsal temellerini belirtmişlerdir.
Yeni Romancılar, burjuva romanını, özellikle de Balzac ‘ın romanlannda en yetkin anlatımım bulan roman geleneğini yıkmayı amaçlamaktadırlar. Maddi dünyaya öznel anlamlar yükleyen, şeylerin arkasında yatan gizli özü araştıran, psikolojik, ideolojik, ahlaksal ve duygusal yorumlara yer veren romanı tümüyle karşılarına almışlardır. Bütün bu özelliklerin nesnelere metafizik bir derinlik kazandırdığım ileri sürmüşler, nesneleri insan yaşamının duygusal ve ideolojik içeriğinden bağımsız olarak roman konusu yapmışlardır. Bilinci değil de şeyleri tek hareket noktası yapmaları açısından da bir tür chosisme ’e (Şeyçilik) varmışlardır.
Yeni Roman, felsefi temelleri açısından Varoluşçuluk ‘la benzerlikler gösterir. Alman filozof M. Heidegger Yeni Roman in önemli bir etki kaynağıdır. Robbe-Grillet Yeni Roman’da dış gerçekliğin insandan ayrılığım vurgular. Ancak, modern romandaki birçok yaklaşımdan farklı olarak, Yeni Romancılar’a göre dünya ne anlamsız, ne de saçmadır, yalnızca vardır. Nesneler, sakladıkları anlamlarla değil, kendi başlarına varlıklarıyla ortadadır. Yeni Roman akımına bağlı yazarlar, gerçekliğin hümanist bir yorumuna karşıdırlar. Dünyanın insan açısından duygu, anlam ve öznelliğin etkileriyle yansıtılmasına tepki duyarlar. Böyle bir anlayıştan yola çıkarak nesneleri manevi değer yükünden arındırılmış bir anlatımla betimlemeye yönelmişler, derinliksiz, vurgusuz, yankısız bir üslup benimsemişlerdir. Bu açıdan da Yeni Roman, bir tür nesnel edebiyat ya da nesnelerin edebiyatı olarak nitelendirilebilir.
Yeni Romancılar, geleneksel romanın karakterlerini, olay örgüsünü, zaman akışını ve anlatı tekniklerini de altüst etmeyi denemişlerdir. Psikolojik yorumlan, içe bakış ve iç monolog tekniklerini de dışlayan bir biçimde durum ve mekânların ayrıntılı nesnel betimlemeleriyle yetinmişler, zihni süreçleri de birer nesneymiş gibi ele almışlardır. Yeni Roman ’da nesneler ve durumlar görsel nitelikleriyle belirir, çünkü bu akıma bağlı yazarlar, insan bakışını her türlü yorum, tartışma ve anlamlandırmadan sıyırarak, gözün gördüğü ile sınırlarlar. Bu açıdan da, Yeni Roman ’a ecole du regard (Bakış Okulu) adı da verilmiştir. YeniRoman’da, geleneksel romanın her şeyi gören ve açıklayan anlatıcısının yerini, yalnızca gördüklerini kaydeden nesnel bir göz alır. Nesneler ise simgesellik ya da metaforik. bir anlam, yüklenmeden, ağırlıkları, Hacimleri, uzunlukları, renkleriyle kendi başlarına vardır. Proust, Joyce, Beckett , Camus ve Blanchot gibi yazarlarla geleneksel romanın kalıplarının kırılmasından sonra Yeni Romancılar bunu, nesneler üstünde saplantıya varan bir yoğunlaşmayla, yeni bir boyuta ulaştırmışlardır. Bazı eleştirmenler tarafından bir kuramın romanını yazmakla eleştirilmelerine ve başarılarının tartışmalı olmasına karşın, modern edebiyatta başlayan olumsuzlama sürecini bir karşıt-roman hedefine doğru zorlamaktadırlar.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi