Dünyada Karikatür
Karikatür, kişilerin ya da olayların gülünç, çelişkili yanlarını yakalayıp bunları kimi zaman yazıyla da desteklenen abartılmış çizgilerle gülmeceye dönüştürme sanatıdır. Sözlük anlamı abartmak, mecazi anlamı da alay etmek olan İtalyanca caricare sözcüğünden türetilmiştir. Anlatım ortamı olarak çizimi, daha genel bir deyişle grafik sanatları kullanır. Ama yontu, kabartma, seramik gibi öteki sanatların anlatım ortamını kullandığı da olur. Günümüze değin gelebilmiş olan en eski örnekleri bu türdendir. Bir olguyu çarpıtmak anlamında kullanılan “karikatürize etmek” deyiminden de anlaşılacağı gibi, gülmece ya da eleştiri amacıyla zaman zaman müzik, tiyatro, şiir gibi sanatlarda da karikatür örneklerine rastlanır.
Karikatür çizime dayalı anlatımın önem kazandığı Rönesans’tan bu yana gelişme içindedir. Bu dönemde Leonardo da Vinci’’nin gülünç ya da çirkinlikleri abartılmış çizimleri bulunmaktadır. Daha sonraki dönemlerde de Italyan sanatçılar önde gelir. Carracci ve öğrencilerinin eğlenmek amacıyla karikatür yaptıkları, Bemini’nin bu tür çizimlerle uğraştığı, P.L.Ghezzi’ nin (1674-1755) ise geçimini, yaptığı portre karikatürleriyle sağladığı bilinmektedir, ilk karikatürler insanın dış görünüş özelliklerini abartıp çirkinleştiren kaba yapıtlar biçimindedir. Rönesans ve Barok dönemlerinde üretilenlerin de etki alanı oldukça sınırlı kalmıştır. Oysa gülmecenin etkili olabilmesi elden geldiği kadar çok izleyiciye ulaşmasına bağlıdır. Matbaanın bulunması buna olanak vererek karikatürün yeni bir anlatım aracı olarak gelişmesine yol açmıştır.
Karikatürde bir sonraki aşama 18.yy’da olmuştur. Bu sanatı bir soylu eğlencesi olarak İtalya’ dan almış olan Ingiltere’de, W.Hogarth, çarpıtılmış insan görünümlerinden çok onların davranışlarındaki çelişkileri ortaya koyan bir gülmece anlayışı geliştirerek çağdaş karikatürün öncüsü olmuştur. Thomas Rozvlandson (1756-1827), James Thomas Gillray (1757-1815), George Cruishank (1792-1878) gibi karikatürcüler onun izleyicileridir.
19.yy’da Fransa’daki bir gelişme karikatür açısından önem taşır. 1830 dolaylarında ilk kez çıkmaya başlayan La Silhouette, La Caricature, La Charivari gibi gülmece dergileri, karikatürün kendine özgü bir yayın ortamı bularak bağımsızlaşmasını sağlamışlardır. Karikatürü soyluların eğlencesi olmaktan çıkarıp bir halk sanatı durumuna getiren bu dönem karikatürcüleri arasında Gavami (1804-1885), Daumier, Dore, Grandville, Andre Gill (1840-1885), Leonce Petit (1839-1884) ve Caran d’Ache takma adım kullanan Emmanuel Poiree bulunmaktadır.
20.yy’m başlarında Alman sanatçılarının karikatürü etkili bir anlatım aracı olarak kullandığı görülür. Thomas Theodor Heine (1867-1948), İsveç asıllı Olaf Gulbransson (1873-1958), Kari Amold (1883-1954), Zille ve Grosz bunların en önemlileridir. II.Dünya Savaşı ’ndan sonra ise özellikle ABD ’de ortaya çıkan yeni bir anlayış karikatürü etkilemeye başlamıştır. Yalın çizgilerle, çarpıcı, kimi zaman da kara gülmece öğelerini birleştiren bu anlayışın öncülüğünü bu ülkede Steinberg, Vip’% Cobean; Fransa’da François, Bosc’% Chaval, Sine; Ingiltere’de de Emett ve Searle gibi sanatçılar yapmıştır.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi