HÖLDERLİN, Friedrich (1770-1834) Alman, şair. Tanrı’nın, doğanın ve insanın bir sayıldığı zamanlara geri dönmeyi istemiş, şairin Tanrı ile insanlar arasında bir köprü niteliği taşıdığına inanmıştır.
Johann Christian Friedrich Hölderlin, 20 Mart 1770’te Laffen’de doğdu, 7 Haziran 1834’te Tübin-gen’de öldü. İki yaşındayken babasını, dokuz yaşında ise çok sevdiği büyükbabasını kaybetti. Kendinden küçük dört kardeşi de kısa aralıklarla öldüler. Bütün bu ölümler, onu derinden etkiledi. Latince öğreten bir okula yollandı. Daha sonra ünlü bir din okulu olan Maulbrcnn Manastırı’nda okudu ve 1788’de de ünlü Tübingen Manastırı’nda dinbilim öğrenimine başladı. Orada Hegel’le ve kendinden beş yaş küçük olan Schelling’le dostluk kurdu. Dinbilimci olarak kalmak istemediğinden 1793’te, Schiller’in arkadaşı Charlotte von Kalb’ın evinde özel öğretmenlik yaptı. 1795’te Jena’ya gitti. O yıllarda Jena Üniversitesi nde profesör olan Fichte’nin derslerine devam etti. Orada Schiller ve Goethe ile görüşmeye başladı. Schiller’e büyük bir önem veriyordu. Ancak Schiller’in onun şiirlerini Goethe’ye göstermesi ve Goethe beğenmeyince de geri çevirmesi Hölderlin’i düş kırıklığına uğrattı. 1796’da bir bankacı olan Gontard’ın evinde özel öğretmenlik etmeye başladı. Burada öğrencisinin annesi Suzette Gontard’a karşı derin bir yakınlık duydu ve sonraları onu ünlü yapıtı Hyperion’daki Diotima tipiyle ölümsüzleştirdi. 1802’de özel öğretmen olarak kısa bir süre Bordeaux’ya gitti. Aynı yıl içinde Suzette Gontard’m genç yaşta ölmesinden sonra Hölderlin’de ruhsal bozukluklar görülmeye başladı. 1806’da Stuttgart’tayken hükümet doktoru onda saldırganlık belirtileri saptayarak zorla Tübingen’e yolladı. Hölderlin yolda kaçmayı denediyse de başaramadı, Tübingen’e geldiğinde tümüyle çıldırmıştı. Yaşamının bundan sonrasını Neckar nehri kıyısında, denetimine verildiği bir marangoz ailesinin evindeki kulede geçirdi.
Yaşayan her şeyle bir olmak isteyen Hölderlin, doğaya ve Tanrı’ya geri dönmeyi amaçlıyor ve yaşamın ancak tanrıların yanında yaşanmaya değer olduğunu düşünüyordu. Tanrı’nın, doğanın ve insanın birleşmesine yalnızca Yunan kültüründe erişilmişti. Klopstock’tan, Kutsal Kitap’ın mezmurların-dan ve Eski Yunan şairlerinden etkilenerek şairin tanrılarla insanlar arasında bir aracı olduğuna inanıyordu JEski tanrılar yok olup gitmiş, beklenen yenileri ise henüz gelmemiş olsalar da ve şair bu yüzden yoksunluklar, karanlıklar içinde yaşasa da, geçmiş şeylere övgüler yağdırmak, gelecek olanı müjdelemeliydi.
Zamanında çok az kişi tarafından anlaşılan Hölderlin, I.Dünya Savaşı öncesi Stephan George ve Georg Trakl gibi Alman şairleri tarafından yeniden keşfedildi.
• YAPITLAR (başlıca): Hyperion, 1797-1799, (Hyperion); Der Tod des Empedokles, 1798-1799, (“Empedokles’in Ölümü”); Gedichte, 1826, (“Şiirler”); Sdmtliche Werke (F.Beissner yay.), (ö.s.), 1943, (“Bütün Yapıtları”).
• KAYNAKLAR: J.Smiat (yay.), Über Hölderlin, 1970; P.Szondi, Hölderlin-Studien, 1967; Hölderlin-]ahrbuch, 1948.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi