HÜSEYİN b.ALİ (626-681) On iki İmam’ın üçüncüsü. Emeviler tarafından Kerbela’da şehit edilmiştir.
8 Ocak 626’da Medine’de doğdu, 10 Ekim 681’de Kerbela’da öldü. Doğum ve ölüm yılı kimi kaynaklara göre değişiktir. Halife Ali’nin, peygamberin kızı Fatıma’dan doğan ikinci oğludur. Lakabı Şehid’dir. Adını Hz. Peygamber koymuştur. Kardeşi Hasan ile birlikte “Hasaneyn” (İki Hasanlar) diye de anılırlar.
Hüseyin 5-6 yaşlarındayken önce peygamber, arkasından annesi öldü. Yetişmesi konusunda gereğince bilgi yoktur. Hasan ile birlikte Sıffin Savaşı’na katıldı. Babası ile Kûfe’ye gitti. Onun tüm savaşlarına katıldı. Hasan, Muâviye ile halifelik için uzlaştıktan sonra, Hüseyin’le Kûfe’den Medine’ye gitti.
Muaviye 680’de ölünce yerine oğlu Yezid geçti. Medine Emiri Velid, Hüseyin’den yeni halifeyi tanımasını istedi. Hüseyin bu isteğe karşı çıkarak ailesini alıp Mekke’ye gitti.
Kûfe’de amcasının oğlu Müslim b. Akil, Hüseyin adına yandaşlarının kendisini tanıdıklarını bildirdi. Yeni vali Ubeydullah, Müslim’i öldürdü. Ölüm haberini alan Hüseyin, kesinlikle Yezid’in halifeliğini tanımayıp Irak’a geçti.
Hüseyin ilerlerken, peygamberin torunu olmasına güvenerek hiçbir Müslüman’ın kendisine dokunmayacağını sanıyordu. Yezid, süvarilerini Amr b.el-Haccâc komutasında Fırat nehri kıyısına yolladı Hüseyin ve adamlarının su ile bağlantılarını kestirdi. Kerbela’da oransız güçler arasında geçen savaşta, Zur’a b.Şarik, Hüseyin’i yaralayarak atından düşürdü. Sonra Sinan b.Anas el-Neha’i de başını kesip Kûfe’ye götürdü.
Şiiler İmam Hüseyin’in şehit edildiği hicri takvimdeki 10 Muharrem’i matem günü kabul ederler. Kerbela Savaşıı’nda geçen acıklı olay, Sünni ve Şii şairlere konu olmuş, Hüseyin için sayısız ağıt (mersiye) yazılmıştır. Ayrıca Türk ve İran şiirinde önemli bir yeri olan, özellikle Muharrem ayında okunan Maktel-i Hüseyin’lerde (Hüseyin’in şehit edildiği yer) olay işlenmiştir. Bunların en başarılı örneklerinden biri Türk yazınında Fuzûli’nin Hadikatü’s-Süeda, İran’da Muhteşem Kâşâni’nin Helf-Bend adlı yapıtlarıdır. Soy zincirini Hüseyin’e ulaşıp kanıtlayanlara da “Seyyid” denegelmiştir.
• KAYNAKLAR: İ.Z.Eyuboğlu, Bütün Yönleriyle Bektaşilik, 1980; Fazluilah Rahimî, Eimme-i Hûda, 1914; A.Gölpınarlı, Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiîlik, 1979; A.Zencanî, Azamet-i Hüseyin b.Ali, 1937.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi