KEATS, John (1795-1821) İngiliz, şair. Şiirsel dili kullanımı ve imge yaratmaktaki başarısıyla ünlüdür.
31 Ekim 1795’te Londra’da doğdu, 23 Şubat 1821’de Roma’da öldü. Varlıklı bir ailenin seyisliğini yapan babasını dokuz yaşındayken, o ailenin kızı olan annesini de on beş yaşındayken kaybetti. Akrabalarının yanında büyüdü. Önce okula gönderildi, bir süre sonra, bir meslek öğrenmesi için okuldan alınıp bir cerrahın yanma çırak verildi. Keats, cerrahlığı öğrenirken bir yandan da edebiyat kitapları okuyarak kendini bu alanda da yetiştirmeye çalıştı. Özellikle 16.yy Elizabeth dönemi İngiliz şairlerinden Edmund Spenser’den etkilendi. İlk şiir denemelerinde taklit denecek düzeyde Spenser etkisi görülür.
Keats, 1815’te Londra’nın ünlü hastane ve tıp merkezlerinden Guy’s Hospital’da çalıştı. Doktorluk yapma izni almasına karşın bu alandan tümüyle çekilmeye karar vermişti. O sıralarda dönemin ünlü yazarlarından Leigh Hunt ile tanıştı. 1817’de basılan
Poems adlı ilk şiir kitabını ona adadı. Eleştirmenlerin pek ilgisini çekmeyen bu kitaptan bir yıl sonra basılan Endymion adlı uzun şiirine çok sert tepkiler geldi. Hastalıklı bir bünyesi olan Keats bu yüzden büyük bir sarsıntı geçirdi.
O yılın yazında açık havadan yararlanıp sağlığına kavuşmak için İskoçya’da bir yürüyüş turuna çıktı. Ancak yolda gelen ağır bir öksürük nöbeti üzerine doktorun uyarısıyla Londra’ya döndü. Çok sevdiği iki erkek kardeşinden birini veremden ağır hasta, ötekini de Amerika’ya göç etmek üzere bulunca yeniden moral çöküntüsüne uğradı. Kendi yaşamının da pek uzun sürmeyeceğini düşünerek büyük bir direniş ve kararlılıkla 1819 yılında en yetkin yapıtlarını vermeye başladı. Ona İngiliz edebiyatındaki seçkin yerini sağlayan ünlü od’larmı hep 1819’da yazdı. Şubat 1820’de ağır bir akciğer kanaması geçirdi. Aynı yılın yazında son yapıtları yayımlandı. Yakın arkadaşı Joseph Severn’in eşliğinde sonbaharda deniz yoluyla İtalya’ya gitti. Kısa bir süre sonra da orada öldü. Mezarı Roma’dadır.
Şiirlerinin değerlendirilişi
Keats yaşamı boyunca yakın arkadaşları L.Hunt, J.Severn ve dönemin başka bir ünlü romantik şairi olan Percy Bysshe Shelley’nin dışında hiç kimseden yüreklendirici bir yakınlık görmemişti. Yapıtlarının gerçek anlamda eleştirel bir değerlendirilmesi ve dolayısıyla ününün pekişmesi 19.yy’m sonuyla 20.yy’ın başlarına rastlar. Aslında Keats kendi yapıtlarının acımasız bir eleştirmeni olmayı başarmıştır. Eleştirmenler de kısa yaşamında ölümsüz şiirler yazabilmesini onun bu yeteneğine bağlamaktadırlar.
Anlatı biçimindeki ilk uzun şiiri Endymion’a Keats’in güzellik peşinde koşmasının bir alegorisi denebilir. Yunan mitologyasmdaki Endymion öyküsü, Ay Tanrıçası’nm yakışıklı genç çoban Endymi-on’a âşık olmasıyla başlar ve tanrıçanın, çobanın güzelliğini sonsuza dek korumanın yollarını aramasıyla gelişir. Keats’in şiirinde Ay Tanrıçası güzellik kavramının bir simgesi durumuna gelmiş, Endymion ise güzelliği arayan şairin kendisi olmuştur. Çok başarılı bir şiir olmamakla birlikte Endymion’ d a Keats’in sonradan yetkinleştireceği üslubunun ilk izleri görülebilir. Bunların başında doğayı algılamaktaki ince duyarlık gelmektedir.
Spenser etkisiyle yazdığı ilk şiirlerinden sonra 1819’da ulaştığı yetkinliğin en güzel kanıtı The Eve of St.Agnes (“St.Agnes Günü Arifesi”) adlı uzun şiiridir. Spenser’den yalnızca teknik düzeyde (onun 8 + 6’lık kıta yöntemini kullanmıştır) yararlanan Keats tatlı bir sonla biten bu Ort Çağ aşk öyküsüne kendi yaşamından güncel bir içerik getirmiştir. Bir yıl önce tanıştığı sevgilisi Fanny Brawne ile düşlediği tatlı sonu, sihirli denilebilecek sözcüklerle dile getirmiş ve İngilizce’yi en iyi kullanan şairlerden biri olduğunu bu şiirle göstermiştir.
Altı büyük od ve imge yaratımı
Keats’in yazdığı altı büyük od, onun değişik konularda felsefi ve estetik görüşlerini belirtmesinden başka, şiirsel dil kullanımıyla imge yaratmadaki başarısını da ortaya koyar. Aslında Keats duyumlar arası imge (synaesthetic image) yaratımında çok ünlüdür. Örneğin altı od’undan biri olan “Ode to a Nightingale”de(“Bülbüle Od”)şarabın tadı(tat almaduyusu) ona bülbülün şakımasındaki tatlı sesleri (işitme duyusu) anımsatır.
Bunların dışında Keats’in başka uzun şiirleri, soneleri ve iki de oyunu vardır. Şiirsel gelişimini anlatan mektupları da 1935’te eksiksiz olarak yayımlanmıştır.
• YAPITLAR (başlıca): Poems, 1817, (“Şiirler”); Endymion, 1818; Lamia, Isabella, The Eve o) St.Agnes and Other Poems, 1820, (“St.Agnes Günü Arifesi ve Başka Şiirler”); The Poeticai Works and Other Writings, 8 cilt, (ö.s.), H.B.Forman ve M.B. Forman (yav.), 1938, (“Şiir Yapıtları ve Öteki Yazıları”); Seiected Poems and Letters, (ö.s.), R.Sharrock (yay.), 1964, (“Seçme Şiirler ve Mektuplar”).
• KAYNAKLAR: W.J.Bate (vay.), Keats: A Collection of Critical Essays, 1964; J.Stillinger, (yay.), Tıuentieth Centura Interpretation of Keats’s Odes, 1968.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi