KANG-HSİ (1654-1722) Çin imparatoru. Yönetimi sırasında Çin, tarihinin en parlak dönemlerinden birini yaşamıştır.
4 Mayıs 1654’te Pekin’de doğdu, 20 Aralık 1722’de avnı kentte öldü. Özel adı Hsüan-yeh, hanedan adı ise Şeng-tsu’dur. Çin töresi gereği, hükümdarlık döneminin adı olan Kang-hsi ile tanınır. Babası imparator Şun-çih, Tunguz kavimlerinden Mançular’dandı. Çin Seddi’nin kuzeyinde oturan, hayvancılık ve avcılıkla geçinen göçerler olan Mançular, 1644’te Çinli Ming hanedanını devirmiş, Çin’i egemenliği altına alan son Altay kökenli hanedan olan Çing hanedanını kurmuşlardı.
Kang-hsi Şubat 1661’de babasının ölmesi üzerine 7 yaşındayken tahta geçti. Büyüyünceye değin, dört naipten oluşan bir meclisin vesayeti altına girdi. 15 yaşına gelince yönetimi eline aldı. 1670 başında Güney Çin’de bağımsız devletler kurmak için ayaklanan Çinliler’e karşı harekete geçti. 1677’de Fukyen ve Kanton bölgelerini, 1681’de de Yunnan’ı işgal etti. Tayvan (Formoza) Adası’na egemen olan Çeng ailesini denizaşırı seferler sonucu 1683’te yendi. Böylece, 1644’ten beri varlığını korumakta olan eski Ming hanedanının güç odakları yok edilmiş oldu.
Çin-Rusya ilişkileri
Kang-hsi gerçekçi ve esnek bir dış politika izleyerek özellikle Moğollar’a ve Çarlık Rusyası’na karşı büyük başarılar kazandı. 17. yy’ın başından beri Amur Irmağı çevresinde ve Kuzey Mançurya’da ilerleyen Ruslar bölgede ticari ve askeri koloniler kurmuşlardı. Kang-hsi’nin Ruslar’ın bölgedeki yayılmasını önlemek ve bölgeyi imparatorluk topraklarına katmak için 1685-1686 yıllarında düzenlediği saldırı, Ruslar’ın Sibirya’ya dek çekilmeleriyle sonuçlandı. Eylül 1689’da imzalanan Nerçinsk Antlaşması’yla Ruslar ticari ödünler karşılığında Amur Irmağı’nın güneyinde kalan tüm toprakları Kang-hsi’ye bıraktılar. Çin’in bir Batı devleti ile yaptığı ilk diplomatik antlaşma olmasından dolayı tarihi önem taşıyan bu antlaşmayla, Çin-Rusya ilişkileri belirli bir temele oturdu, iki ülke arasında beliren kuzeybatı ve Orta Asya sınırı uzun yıllar değişmedi.
Orta Asya ve Moğolistan’da egemenliğini sağlaması
Kang-hsi’nin ikinci başarısı Orta Asya ve Moğolistan’da Çin’in egemenliğini kurması oldu. 1696’da 80.000 kişilik ordusuyla Batı Moğol kavimlerinden Sungarlar’m Kağanı Galdan’ı göçebe savaşçılarıyla birlikte Kerulen Irmağı yakınında yendi. Kang-hsi’nin Moğol atlı savaşçıları üzerinde bu denli başarılı olması, düzenli atlı ordulara ve barut teknolojisine sahip olmasından kaynaklanıyordu. Kang-hsi döneminde Tibet ve İli Irmağı havzası da Çin’e bağlandı. Böylece, Çin Orta Asya’nın Pamir Platosu’ na dek uzanan bölümüne yeniden egemen oldu.
Kang-hsi Avrupalılar’la ilişkilerini Cizvitler aracılığıyla sürdürdü. Matteo Ricci’den beri Çin sarayında matematik, teknoloji, astronomi alanlarında danışmanlık yapan Cizvitler, 16. ve 17. yy’da Akdeniz bölgesinde gelişen barut teknolojisindeki ilerlemeleri Doğu’ya aktararak Mançular’ın askeri alandaki gelişmelerine ön ayak olmuşlardı. Ayrıca ülkenin kültürlü seçkinleriyle yakın ilişkiler de kurmuşlardı. Ancak, 1705’te Papa’nın Çinli Katolikler’in geleneksel Çin tapınma yöntemlerini kullanmalarını ve bu tür dinsel ayinlere katılmalarını yasaklaması, Kang-hsi tarafından “haddini bilmezlik” olarak nitelendirildi. Bu olay Cizvitler’in saraydan uzaklaştırılmalarına ve Avrupa-lılar ile ilişkilerin bozulmasına yol açtı.
Kültürel etkinlikler
Kang-hsi ülkenin güneyinde yürüttüğü imar çalışmaları ve kültürel etkinliklerle Güney Çin’de < yaşayan nüfuzlu ve seçkin eşrafın desteğini kazandı. Bu destek Çinliler tarafından yabancı ve barbar bir kavim olarak algılanan Mançular’ın ülkede egemenliklerinin pekişmesine yardımcı oldu. Huai ve Sarı ırmaklarında sulama ve ulaşım tesisleri kurdu, Pekin’e uzanan Büyük Kanal onarıldı. Böylece ayni vergi olan tahılın kuzeye ulaşması ve iktisadi yaşamın canlanması sağlandı. Öte yandan saray, Güney Çin’de yaşayan seçkin Konfüçyüsçü bilginlere, sanatçılara ve düşünürlere açıldı. Kang-hsi’nin 1670’te -çıkardığı Kutsal Ferman’la Konfüçyüsçü ahlak kuralları devlet tarafından benimsendi.
Kang-hsi’nin iktidarı sırasında saray bilginleri ve sanatçıları birçok kalıcı temel yapıt hazırladılar. Bu yapıtlardan en ünlüsü hâlâ kullanılan 42.000 Çin harfini içeren Kang-hsi Sözlüğü oldu. Bu sözlük, uyaklı bileşik sözcükler sözlüğüyle birlikte Çince yazı kurallarının bir sisteme kavuşmasını sağladı. Sarayda yaratılan diğer yapıtlar arasında bir Çin atlası, 10.000 bölümlük bir ansiklopedi ve Tang Hanedanı Şiir Antolojisi de vardır.
Kang-hsi Yüan hanedanını kurmuş olan Cengiz Moğolları’nın Çin kültürünü dıştalayan yanlış politikalarını göz önünde tutarak Mançular’ın ancak Çin’in kültürel ve iktisadi özelliklerini benimsemekle siyasi egemenliklerini sürdürebileceklerini öngörmüştür. Bunun yanı sıra, Mançular’ın güçlerini korumaları için cengâverlik geleneklerini canlı tutmaları üzerinde de durmuş, Mançular’ın Çinlileşmelerini önlemek için Çinliler’le evlenmelerini yasaklamıştır. Kang-hsi’nin uygulamaları Çin toplumunun Moğoi-lar’dan sonra geçirdiği kültürel, toplumsal ve iktisadi evrimi etkilemiştir.
• KAYNAKLAR: A.W. Hummel, Eminent Chinese of the Ch’ing Period, 1644-1912, 2 cilt, 1944-1945; J.Meskill, An Introduction to Chinese Civilization, 1973; J.D. Spence, Ts’do Yin and the K’arıg-hsi Emperor: Bondservant and Master, 1966.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi