Kapila Kimdir, Hayatı, Felsefesi, Eserleri, Hakkında Bilgi

KAPİLA (İÖ 9.yy) Hintli filozof. Tek yaratıcı varlığın doğa olduğu görüşünü savunmuş, us ilkelerine dayalı bir varlık anlayışı geliştirmiştir.

Birtakım söylencelere karışan yaşamı konusunda ayrıntılı bilgi yoktur. Adının Mahabharata ve Bhagavata Purana gibi eski kaynaklarda geçen tanrısal kişilerle birlikte anılması gerçek kişiliğinin aydınlığa kavuşmasını önlemiştir. Kimi kaynaklara göre İÖ 12.yy, kimilerine göre İÖ 6.yy’da yaşamıştır. Ancak, ondan kalan Sutra (“Özdeyişler”) diye anılan yazılarının incelenmesinden, kullandığı felsefe kavramlarından İÖ 9.yy’da yaşadığı sonucu çıkarılmaktadır. Kapila’nın olduğu kesinlik kazanan 144 dizelik özdeyiş biçimindeki şiirden, onun doğa, tin, bilgi, insan, evren, algı, bilinç, yaratılış gibi sorunlar üzerinde durduğu, bunları pancasikha (beş ilke) adı verilen bir öğreti bütünlüğü içinde açıklamaya çalıştığı anlaşılmaktadır. Son yıllarda, Kapila üzerinde sürdürülen karşılaştırmalı çalışmalarla, ondan kalan yazılara, başka yazıların karıştığı, onun kimi yazılarının da başkalarının sanıldığı, ortaya konmuştur.

Kapila, Hint felsefesinin temel ilkesi sayılan, samkhya (sayı, usavurma, us) öğretisinin kurucusudur. Bu öğretiye göre felsefeyi ilgilendiren bütün sorunların çözümünde başlıca öğe us ve usavurmadır. Felsefenin temel sorunları arasında en önemlileri doğa, anlık ve bilinçtir.

Doğa ve oluş
Doğa ya da özdek yaratılmamıştır, ölümsüzdür, bütün nesnelerin kaynağıdır, varlıklara dirilik kazandıran bir güç olması nedeniyle evrensel yaşamın ilkesidir. Varlık türleri, belli bir oluş sırasına göre, doğanın özünden çıkmıştır; doğa, yaratıcıdır. Onun ilk oluşturduğu varlık türü anlıktır. Büyük ilke olarak nitelenen anlık, ürer ve üretir. Doğa ise üretir, üremez. Kapila’nm anlayışına göre doğa ile evren bir değildir. Evrenin kaynağı doğadır, bu nedenle evren günün birinde geldiği kaynağa, doğaya dönecek, ondan yeniden doğacaktır. Öyleyse oluş doğadan çıkış, yok oluş ise doğaya dönüştür. Ancak bu yok oluş, ortadan kalkma değil, geldiği yere dönüştür. Bilinç (ahankâra) ise benliği, kişiliği oluşturan temel öğedir, anlık gibi bir ilkedir. Duyuların algılayabileceği bütün nesneler, doğanın yarattığı ürünlerdir.

Tin ve gelişim
Kapila’nın kuramına göre, doğadan başka, ikinci temel varlık türü tindir. O da ölümsüzdür, yaratılmamıştır, ancak doğa gibi üretici, verimli değildir. Tinin başlıca özelliği bağımsız ve doğadan üstün oluşudur. Tin bütün nesneleri bilmeyi, bilimi sağlayan güçtür. Bu özelliğine karşın tin doğa olmadan başarıya ulaşamaz. Bu nedenle tin doğayı gerekser, onun kendiliğinden devinme yetisi yoktur. Ona devinme gücünü veren doğadır. Tin, doğayı bilmeye başlayınca özgürlüğe götüren yola girer, bu bilme son aşamasına varınca, doğa tin için ilginç ve çekici olmaktan çıkar. Bu durumda tin, doğanın etkisiyle bilginin bütün türlerini içeren bilimi kazanmış olur. Böylece tin için mutluluğun, doğanın egemenliğinden kurtuluşun gerçekleştiği aşamaya varılır. Tin, daha sonra gövdeye girerek yeryüzünde varlığını sürdürür. Bu onun için mutlu, kurtuluşa erdiği bir durum değildir. Gerçek kurtuluş, mutluluk, ölümle başlar.

Ölüm
Ölüm tinin dirilik kazandırdığı gövdeden ayrılması, özdeğe özgü bağlardan kurtuluşudur. Sonsuz mutluluk bu kurtuluşla, bu özgürlüğün gerçekleşmesiyle başlar. Tinin yükseleceği son aşama, tanrıların en yücesi olan, Brahma’nın özünde dinginliğe ulaşmaktır. Kapila, tinin en yüce aşamaya ulaşabilmesi için, yeryüzünde gövdeden gövdeye göçerek, değişik basamakları aşması gerektiğini ileri sürer.

Algı, tümevarım ve tanıklık
Bilgi sorununun çözümünde, Kapila üçlü bir yönteme dayanır. Bu yöntem bilginin kaynağı sayılan algı, tümevarım ve tanıklıktan oluşur. Bilmeyi sağlayan töz de tindir. Algılarla sağlanan veriler usun denetiminden geçer, belli bir düzene girer. Us ise tinle bağlantılı bir yetidir.

Temelini bilim ve bilginin oluşturduğu felsefenin tek amacı kişinin mutluluğudur. Kişi, düşünce bakımından, salt bağımsız olmalı, bu bağımsızlığının bilimden kaynaklandığını anlayacak olgunluk aşamasına yükselmelidir. Bağımsızlık, mutluluk, olgunluk ve bilim birbirini gerektirir.

Felsefe ve ahlak
Kapila’nın ahlak görüşü iyilik, güzellik, doğruluk, alçakgönüllülük, yücelik ve olgunluk gibi ilkelere dayanır. Bu ilkelerin hepsi de bilimden kaynaklanır. Bir toplumu oluşturan bireylerin uyum ve karşılıklı anlayış içinde yaşamaları da bilimle olan ilişkilerinin oranına bağlıdır. Bilgisiz kişi mutlu olamayacağı gibi özgürlüğün, doğruluğun, güzelliğin değerini de kavrayamaz.

Kapila’nın geliştirdiği felsefe öğretisi, tanrıtanımazlığına karşın, çağlar boyunca Hint düşüncesini, özellikle Buddha, Kanada gibi bilgeleri etkilemiştir.

Onun yaratışın, diriliğin kaynağı olarak nitelediği doğa, sonraki çağlarda, özellikle Anadolu-Yunan filozoflarınca yeniden felsefenin başlıca konusu yapılmıştır. Kanada’nın benimsediği toprak, ateş, su, hava ve esir gibi beş ilkenin kaynağı da Kapila’nm düşünceleridir. Avrupa’da, 19.yy’da Kapila üzerine geniş kapsamlı araştırmalar yapılmış, Sutra’lan başta Latince olmak üzere birçok dile çevrilmiş, yorumlarla birlikte yayımlanmıştır.

• YAPITLAR (başlıca): Sutra, (ö.s.), 1821, (“Özdeyişler”).

• KAYNAKLAR: R.Garbe, Sâmkkya-Philosophie, 1917; H.Zimmer, Philosophies of India, 1969.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski