KHRYSİPPOS (İÖ 281-208) Anadolulu filozof. Eski Stoa’nın ikinci kurucusudur. Felsefenin bilgeliğe ulaşmak için bir çaba olduğu görüşünü savunmuştur.
Mersin dolaylarında Soloi’de (Taşköprü) ya da Tarsus’ta doğduğu, sanılmaktadır. Ölüm yeri bilinmemektedir. Babası Apollonios adında yoksul biriydi. Önceleri koşucu olan, yarışmalara katılıp ödüller alan Khrysippos yurdunda çıkan kargaşalıklar yüzünden Atina’ya göçtü. Diogenes Laertius’un bildirdiğine göre Eski Stoa öğretisinin kurucusu Kıbrıslı Zenon’un konuşmalarını dinledikten sonra kendini felsefeye vermiş, bir süre de Kleanthes’in öğrencisi olmuş, onun gibi felsefeyle dini uzlaştırmaya çalışmıştır.
Khrysippos’un felsefesi insan ve evren sorunlarını içerir. Bunların dışında kalan varlıklarla ilgili açıklamalara bu üç konudan geçilir. Ona göre insan ve evren olmak üzere iki gerçek nesne vardır.
İnsan tinle gövdeden oluşan uyumlu, düzenli bir bütündür. Tin evrenin dışında değil, onunla birliktedir. Bu nedenle, yapısını kuran öğeler bakımından, evrene bağlıdır. Tin devinim ve diriliğin kaynağıdır, özdeksel olan gövde ise eylemsiz ve edilgindir. İnsan, gövdesiyle evrenin özdeksel varlığına, tiniyle de evrensel tine dayanır. Evrensel tin, kendi gövdesi olan evrenden ayrılamaz, ancak insan tini gövdeden ayrılır. Bu nedenle ölüm tinin gövdeden ayrılmasıdır. İnsan için kaçınılmaz olan ölüm, evren için söz konusu değildir. Evren birdir, oluşunun tek nedeni vardır, bu neden de tanrısal nitelik taşıyan yüce bir ustur.
Khrysippos’un kuramına göre, bir davranış varlığı olan insan incelenirken, çevresinden soyutlanmamak, onun ahlakını oluşturan eylemlerinin bütünü içinde ele alınmalı, ahlak sorunlarına gerekli çözüm bulunduktan sonra evren (physeus) konusuna geçilmelidir. Khrysippos’un ahlak konusundaki görüşleri Eski Stoa öğretisinin genel ilkelerine uygundur. Bu öğretinin geliştirdiği bilgi kuramı insan ve evren bağlantısının da özünü oluşturur.
Bilginin kaynağı
Bilgi öğretisinin temeli bilgiye kesinlik ve geçerlik kazandıran ölçüdür. Bu ölçü bilginin kaynağıyla ilgilidir. Bilgi gerçek bir nesnenin ürünü olduğundan kaynağı doğadır, bu nedenle, kendi nesnesinin dışında kalan, başka bir varlık aracılığıyla üretilemez. Bilginin ölçüsü de kaynağı olan nesneye uygunluğudur. Doğa dışında kaldığından, Tanrı ile ilgili bilgilere kesin ve inandırıcı bir çözüm getirme olanağı çok azdır. Tanrı konusunun, bütün sorunların incelenmesinden, çözümünden sonra ele alınmasının gereği de budur. Bilginin kazanılmasında duyuların etkisi önemlidir. Duyular ise, nesnelerin tinde yarattığı birer izdir, değişmedir. Bu değişmenin niteliği de onu yaratan nesneninkiyle bağlantılıdır. Tin, bu değişmeleri duyar, birbirinden ayrılan yanlarını, özelliklerini kavrar. Çünkü, dışta bulunan gerçek nesnelerden kaynaklanan algılar ve düşünceler, özdeş türden olmayan öğelerle karışmaksızın, oldukları gibi tine ulaşır. Düşüncelerin, nesnelerine uygunluğu böyle gerçekleşir. Tin, algıya kendinden bir ekleme yapamaz.
Kategoriler
Khrysippos, bilginin kaynağı olan varlıkla ilgili birtakım kategorilerin bulunduğunu ileri sürer. Bunlar arasında öz, varlık, nitelik, ilinekli varlık biçimi ve salt olarak göreli varlık biçimi önemlidir. Bu beş kategori nesneyle bilgisi arasındaki uygunluğun öğeleridir. Bu konuda mantık ilkelerine bağlanma gereği doğar. Mantık kişiye doğru düşünmeyi, yanılgıdan kurtulmayı, bilgide genel geçerlik taşıyan ölçüyü bulmayı öğretir.
Ahlak
Ahlak konusundaki görüşlerini erdem kavramı çevresinde toplayan Khrysippos bilgiden yola çıkar. Ona göre ahlakın kaynağı bilgidir. Kişinin mutluluğu erdemli yaşamasına, ölçülü olmasına, bilgece bir yaşam yöntemini benimsemesine dayanır. Her türlü aşırılıktan, ölçüsüzlükten kaçınmak, bütün davranışlarında usu, istenci egemen kılmak ahlakın temel ilkesidir. Ahlakın değeri, yaşama düzen vermesin-dendir.
Zaman, uzay
Zaman, uzay ve boşluk bağımsız birer varlık değildir, nesnel bir nitelik taşımadığından uzay ve zaman yoktur, sonsuzdur. Sonsuz olan için “varlık” kavramı geçersizdir. Boşluk da yokluktur, onun yokluğu da sonsuz oluşundandır. Öte yandan sınırsız olan da sonsuzdur, dolayısıyla yokluktur.
Khrysippos’un gökbilimle ilgili görüşleri, başta Güneş olmak üzere, gök varlıklarının yapısına dayanır. Ona göre Güneş özdeksel bir varlıktır. Onun özünde bulunan ve onunla özdeş olan tanrısal us da özdektir, ancak kurucu öğeleri öteki nesnelerinkin-den çok incedir. Güneş’le özdeş olan us tümeldir, evrensel usla eş yapıdadır.
Khrysippos, felsefe, mantık, gökbilim, ahlak konularında iki yüzü aşkın kitap yazmış, bunlardan ufak bölümler kalmıştır. Eski Stoa öğretisinin ikinci kurucusu olarak felsefe tarihine geçen Khrysippos’un etkisi büyüktür. Özellikle, Roma Stoası adı verilen Yeni Stoa Okulu, onun görüşlerini yeni bir yorumdan geçirerek, kimi konularda değiştirerek, geliştirmiştir.
• KAYNAKLAR: H.von Arnim, Stoicorum veterum Frag-menta, 1921, E.Brehier, Chrysippe, 1910; Diogenes. Laer-tius, Leben und Meinungen berühmter Philosophen, 1967.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi