KADDAFİ, Muammer (1942 – 20 Ekim 2011) Libyalı devlet adamı. İslam’a dayalı bir Arap milliyetçiliğinin savunucusu olarak Arap birliğine yönelik çabaları ve uluslararası siyasetteki çıkışlarıyla tanındı.
Muammer el-Kaddafi, Libya’nın liman kenti Sirte ile Sebha arasında bulunan bir çölde doğdu. Bazı kaynaklar doğum yerini Misurata olarak da göstermektedir. Berberi Kaddafa aşiretinden olan babası Abdüsselam Ebu Münir hayvancılıkla uğraşan bir köylüydü. Dedesi 1911’de Italyan işgalcileri tarafından öldürülmüş, babasrve amcası da sömürgeciliğe karşı mücadele ettikleri için uzun yıllar hapiste yatmışlardı. Kaddafi ilk ve ortaöğrenimim Sebha’da yaptı ve 1963’te Bingazi’deki Libya Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarih bölümünden mezun oldu. Daha sonra Bingazi’deki Libya Askeri Akademisi’ne girerek 1965’te burayı bitirdi. Ertesi yıl İngiltere’de altı aylık zırhlı savaş kursu gördü. 1969’da yüzbaşılığa yükseldi.
Yönetimi ele geçirmesi
1956’da İsrail karşıtı gösterilere katılarak siyasetin içine giren Kaddafi, 1959’da sınıf arkadaşlarıyla birlikte gizli bir örgüt kurdu. Bu örgüt daha sonra “Özgür Subaylar Hareketi” adını aldı ve 20.000 kişilik polis gücüne ve gizli istihbarat örgütüne karşın, zamanla Libya ordusu içinde yedi bine yakın taraftar topladı. Kaddafi 1960 sonlarında kral I.Idris’i devirmek için çalışmaya yöneldi. Önce 1969 Mart’ın-da yapmayı planladığı darbeyi daha iyi hazırlanmak amacıyla erteledi. Bu arada Ağustos ayında üst düzeydeki subayların, kralın yeğeni veliaht Haşan Rida’ya yönelik bir darbe hazırlığı içinde olduğunu öğrendi. Bunun üzerine 1 Eylül 1969 sabahı altmış genç subayın başında bulunduğu güçleriyle Trablus-garp ve Bingazi’de harekete geçti. Kısa sürede tamamlanan bu kansız darbe sırasında Kaddafi de Bingazi radyo istasyonunun alınmasında ve Berka Savunma Kuvveti diye bilinen zırhlı birliğin etkisiz hale getirilmesinde darbecilerin başında bulundu.
Denetimi bütünüyle eline alan Devrim Komuta Konseyi parlamento ve diğer anayasal kuruluşları feshetti. Kaddafi darbenin ilk günlerinde albay rütbesini alarak Libya Silahlı Kuvvetleri’nin başkomutanı oldu. Devrim Komuta Konseyi yayınladığı ilk bildirisinde amacının Libya’yı sosyalist bir ülke haline getirmek, Kuran’m buyruklarını geçerli kılmak, bağlantısız ve geri kalmış ülkelerle işbirliği yapmak, ırkçılığa, sömürgeciliğe ve toplumsal baskılara karşı mücadele etmek olduğunu açıkladı. Bir süre bekleyiş içinde kalan ABD, 6 Eylüi’de yeni rejimi tanıdı. Ertesi günü I.Idris kendi isteğiyle krallıktan çekildiğini açıkladı. 8 Eylül’de Devrim Komuta Konseyi (DKK) genç bir avukat olan Muhammed Süleyman el-Mağrıbi’nin başkanlığında sivil bir bakanlar kurulu atadı.
Kaddafi öteden beri hayranlık beslediği Mısır Devlet Başkanı Cemal Nasır’ın yönetim modelini esas alarak hemen çalışmaya girişti, işçilerin asgari ücretini artırdı, çok sayıda rüşvetçi memuru görevden aldı. Kamu yatırımlarına ilişkin projeleri uygulamaya sok-; tu. Okullarda İngilizce’nin yabancı dil olarak okutulmasına son verdi. Alkol, kumar ve fuhuşu yasakladı. Darbeden bir ay sonra Ingiliz ve Amerikan üslerinin kaldırılması için baskı yapmaya başladı. Bu arada İngilizler’le yapılmış olan silah alımına ilişkin bir sözleşmeyi iptai ederek, Fransızlar’la pazarlığa oturdu. Mısır’dan çok sayıda askeri danışman getirtti. Kasım ayında yabancı bankaları millileştirdi. Aralık 1969’da Mısır Devlet Başkanı Nasır ve Sudan Devlet Başkanı Albay Cafer el-Numeyri ile İsrail’e karşı ortak bir strateji belirlemek üzere üçlü bir görüşme yaptı.
10 Aralık 1969’da eski düzenin ayakta kalabilen unsurlarının bir darbe girişimi açığa çıkarıldı ve iki gün sonra Libya’nın “özgür bir Arap demokratik cumhuriyeti” olduğunu belirten yeni anayasa yürürlüğe girdi. Kaddafi 16 Ocak 1970’te hükümeti yeniden düzenleyerek başbakanlık ve savunma bakanlığı görevlerini üstlendi. On iki kişilik yeni hükümette aralarında başbakan yardımcısı ve içişleri bakanı binbaşı Abdüsselam Callud’un da bulunduğu dört DKK üyesi yer aldı. 1970 Mart’ında Ingiliz birlikleri Tobruk ve el-Adem askeri üslerinden çekilmek zorunda kaldı. Uç ay sonra Wheelus askeri hava üssü boşaltıldı. Zengin İtalyan ve Yahudi azınlığının mallarına el konarak 20.000 kadar İtalyan ülke dışına çıkarıldı. Libya’daki petrol şirketleri millileştirildi ve yapılan görüşmeler sonunda petrol fiyatları ve alınan vergiler yükseltildi.
Devrim sonrası gelişmeler
Bu tutumu daha sonraki yıllarda da sürdüren Kaddafi, büyük petrol gelirini dış siyasetinde önemli bir silah ve araç haline getirdi. 1970 Eylül’ünde Nasır’ın ölümünden sonra, Arap dünyasında ve uluslararası düzeyde sesini daha çok duyurmaya başladı. Bir yandan Arap dünyasının birliğine yönelik çabalar gösterirken, bir yandan da görüş ayrılığına düştüğü çevrelere karşı gizli ve açık çalışmalar yürüttü. 1971 Nisan’mda Libya, Mısır ve Suriye’nin katılmasıyla Arap Cumhuriyetleri Federasyonu kuruldu. Kaddafi aynı yıl Fas Kralı II.Hasan’a karşı bir askeri darbeyi ve Numeyri’ye karşı sosyalist eğilimli subayların ayaklanmasını destekledi. Malta Başkanı Dom Mintoff’un bağlantısızlık çabalarına mali yardımla katkıda bulundu. Ürdün Kralı Hüseyin’in Filistinliler’e yönelik kıyımına karşı bu ülkeye gönüllü Libya birlikleri gönderdi. Çad’da ayaklanan Müslüman güçleri destekledi ve devlet başkanı olan Gukuni Veddey ile yakın ilişkiler kurdu. Kaddafi 1972 başlarında dış siyasetinde önemli değişiklikler yaparak daha önce uzak durduğu SSCB ile yakın ilişkilere geçti. Silahlanma karşılığında bu ülkeye petrol alanlarını açtı. 1973’te Mısır ile birleşme denemesi Arap-Israil savaşından sonra yürümedi. 1974’te Tunus ile birleşme girişimi de sonuçuz kaldı. Sonraki yıllarda Arap dünyasında keskinleşen ayrılıklarda Suriye, Cezayir ve Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti ile birlikte Red Cephesi diye bilinen safta yer aldı. Filistin hareketi içinde aşırı eğilimleri destekledi. 1980’de Gukuni Veddey’in devrilmesi üzerinde Çad’a asker gönderdi. İsrail ile ayrı barış yapmasından sonra Mısır’a karşı zaman zaman önemli gerginlikler yaratan sert bir tutum izledi.
1970 sonlarından itibaren ABD’ye karşı daha kesin bir tutum aldı ve bu durum ABD’nin misillemeleri ile son yıllarda çeşitli sürtüşmelere yol açtı. 1982’den sonra Arap dünyası ile daha iyi ilişkiler kurmaya yönelen Kaddafi, Tunus ile ilişkilerini düzeltti ve son olarak Batı Sahra’daki bağımsızlık mücadelesinden desteğini çekerek Fas ile iyi ilişkiler kurdu. Bu arada 1982-1983’te Afrika Birliği Örgütü dönem başkanlığını yaptı. Kaddafi bu dış siyaseti yürüttüğü sırada içerde de Libya’nın tek yöneticisi olarak bir takım atılımlar yaptı. 1971’de ülkenin tek partisi olarak Arap Sosyalist Birliği’ni kurdu. Ertesi yıl rejim aleyhtarı çalışmalara karşı ağır cezalar getirdi. 16 Haziran 1972’de DKK başkanlığı ve başkomutanlık dışında bütün görevlerinden ayrıldı. Caliud başkanlığında sivil ağırlıklı bir hükümet kuruldu. 4,2 milyar dolarlık bir fon ayrılarak beş yıllık bir kalkınma planı hazırlattı. Karayolu, liman, sınai işletme, hastane ve konut yapımı hızlandırıldı. Çölleri yerleşime elverişli hale getirmek için büyük yatırımlar başlatıldı.
“Kültür Devrimi”
Kaddafi 1973 Nisan’ında yaptığı bir konuşmayla “kültür devrimi” diye bilinen hareketi başlattı. Bu hareketin amacı halka “maddeci kapitalizm ve dinsiz komünizm” dışında üçüncü bir yol olarak İslam düşüncesini benimsetmek, bürokrasiye karşı mücadele etmek, halkı doğrudan yönetime katmak ve devrimci kitleleri silahlandırmak olarak belirtildi. Bu doğrultuda başta fabrikalar, çiftlikler, hükümet daireleri ve okullarda olmak üzere dört yüzden fazla halk komitesi kuruldu. Bu arada gençleri zehirlediği gerekçesiyle bazı kitaplar yakıldı, geniş çapta görevden almalar ve tutuklamalar oldu. Bu hareket bir süre sonra yavaşladıysa da, Libya’nın iç siyasi yapısında önemli bir dönüm noktası oldu. 1975’te DKK üyeleri, halk kongreleri, halk komiteleri ile meslek kuruluşları temsilcilerinden oluşan 618 üyeli Arap Sosyalist Birliği Genel Ulusal Kongresi oluşturuldu. Ocak 1976’da ilk oturumunu yapan bu kongre Genel Halk Kongresi adını aldı. Ardından Mart 1977’de ülkenin resmi adı Libya Sosyalist Arap Halk Cemahiriyesi olarak değiştirilirken, Devrim Komuta Konseyi de dağıtıldı ve Kaddafi Genel Halk Kongresi Genel Sekreteri oldu. Bakanlar Kurulu’nun yerini çeşitli bölüm sekreterliklerinden oluşan Genel Halk Komitesi aldı. 1979 Ekim ayından sonra yurt dışındaki elçilikler de “halk büroları”na dönüştürüldü. Bu arada son yıllarda Kaddafi’nin yurt dışındaki muhaliflerini ortadan kaldırma yoluna başvurduğu görüldü, içerde duruma hakim görünmekle birlikte, son yıllarda bazı güçlükler ve hoşnutsuzluklarla karşılaştı.
Afrika Birliği Örgütü’nün dönem başkanlığını yaptı (1982-1983). Kaddafi, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı döneminde Amerikan ambargosunu hiçe sayıp Türkiye’ye önemli ölçüde petrol ihraç etmiştir. Ancak daha sonraları Türkiye’yi ABD ve İsrail ile yakınlaşıp beraber hareket etmekle suçlayan Kaddafi, 1996 yılında Necmettin Erbakan’ı çadırında ağarlayıp azarladı. Kaddafi, 1998 yılında Türkiye ile Suriye’nin arasının gerilmesinden sonra Türkiye’nin Kürt ayrımcılığı yaptığını ve İsrail’in Suriye’yi işgalini kolaylaştırmada öncü rol oynadığını ifade etti. Ayrıca Kaddafi, Türkiye’nin Suriye’ye saldırması halinde, Libya’daki Türk şirketlerini kapatacaklarını ve yerine Yunan şirketlerinin çalışmasına izin vereceklerini açıkladı.
Son zamanları ve ölümü
2011 yılında Arap Baharı’nın etkisiyle ülkede bir iç savaş yaşandı. 23 Ağustos 2011 günü Trablus’un düşmesiyle Kaddafi rejimi yıkıldı. 20 Ekim 2011 tarihinde, memleketi Sirte’de, Ulusal Geçiş Konseyi askerleri tarafından yakalandı. Sol kulak ile göz aralığının ortasında ve sağ alt karın boşluğundaki kurşun izleri bulunuyor. Muhaliflerin çekmiş olduğu videolarda Kaddafi‘nin darp edildiği ortadadır. Linç edilerek öldürülmesi bazı çevrelerde tepkiye sebep olmuştur. Kaddafi‘nin cesedi “Afrika Pazarı” adı verilen bir pazardaki soğuk hava deposunda tutuldu ve isteyen insanlar Kaddafi‘nin cesedi ile fotoğraf ve video çektirdiler.Kaddafi 25 Ekim 2011 tarihinde Sahra Çölü’nde kimsenin bilmediği bir yere gömülmüştür.
Türk Ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi & Vikipedi