JHERING, Rudolf von (1818-1892) Alman, hukukçu. Hukukta sosyolojik akımın kurucularındandır.
22 Ağustos 1818’de Aurich’de doğdu, 17 Eylül 1892’de Göttingen’de öldü. Heidelberg, Münih ve Göttingen üniversitelerinde hukuk öğrenimi gördükten sonra 1842’de Berlin Üniversitesi’nden doktorasını aldı. 1845’te Roma hukuku profesörü oldu. 1842-1892 arasında Basel, Rostock, Kiel, Giessen, Viyana ve Göttingen üniversitelerinde hukuk dersleri verdi. 1872’de Avusturya imparatoru tarafından soyluluk unvanı verildi.
Jhering, hukuk felsefesinde 19.yy’a damgasını vuran pozitivizmden etkilenmiştir. Gelişen toplum bilimlerinin ışığında hukuku bir toplumsal olgu olarak değerlendirmiştir. Yararcılık akımından ve klasik iktisattan da etkilenen Jhering, J.Bentham’m bireyci kuramının tersine toplumsal gereksinimlerin belirleyiciliğini vurgulamıştır. Ayrıca iktisadi yaşamın insan için önemine dikkati çekmiştir. Hukuk bilimi alanında hukuksal kuramların toplumsal koşullara ve iktisadi kuramlara bağlı olarak şekillendiğini ilk ortaya atan Jhering’dir. Bunun yanı sıra belirleyici etmen olarak iktisat dışı değerlerin ve ahlakın önemini de vurgulamıştır.
Jhering ilk yıllarda Roma Hukuku’nun etkisinde kalmıştır. 1868’de mülkiyet üzerine yazdığı bir incelemede hukukta geleneksel yöntem olan kavramsal çözümlemeyi kullanmıştır. Hukuku kendi kendine yeten bir sistem olarak değerlendiren Jhering bir sorunu çözebilmek için mantıkla kurulmuş hukuki kavramları bilmenin yeterli olduğunu savunmuştur. Daha sonra hukukun kutsal ve dokunulmaz görüntüsünü yıkıp, yaşamın içinde ele almak gerekliliğini ileri sürmüştür. Der Kampf ums Recht (“Hak İçin Mücadele”) adlı kitabında bireyin yasal haklarına yapılan saldırının aynı zamanda kişiliğine yönelik bir hakaret olduğunu ve dolayısıyla kişi için saldırıyı geri çevirmenin ahlaki bir görev olduğunu, kişinin yasal hakkını aramasının onun topluma olan bir borcu olduğunu ileri sürmüştür. Jhering etki uyandıran ve yirmi dile çevrilen bu kitabında kişinin yasal ve ahlaki hakları ve görevlerinden kalkarak toplum düşüncesine varmıştır. Kavramsal çözümleme yöntemini terkeden Jhering, felsefesini toplum, devlet ve hukuk ilişkisi üzerinde yoğunlaştırmıştır. En önemli çalışması sayılan Der Zweck im Recht (“Hukukta Amaç”) adlı kitabında sosyolojik görüşleri ışığında hukuk felsefesini geliştirmiştir. Hukukta sosyolojik akım olarak bilinen görüşün temellerini attığı bu yapıtında hukukun özünün ve anlamının toplum için öneminden kaynaklandığını öne sürmüştür.
Toplumsal mekanizma
Jhering’in hukuk ve devlet kuramının temelinde toplum kavramı yatar. Toplumsal çözümlemede amaç ve çıkar iki anahtar kavramdır. Toplumun, bencilliğe ve bireysel çıkarlara dayalı bir rejimde nasıl var olabildiği sorusuna, bireysel amaç ve çıkarlardan daha önemli ve yüksek olan toplumsal amaç çerçevesinde çeşitli mekanizmaların toplum düzenini sağladığı yanıtını verir. Jhering’e göre toplum, ortak bir amacın yasal yoldan elde edilmesi için bir araya gelmiş insanların oluşturduğu birliktir. Burada toplumu harekete geçiren güç insan iradesidir. Bu irade milyonlarca insanın çıkarlarının, çabalarının, bencilliklerinin, başkaldırılarının, zayıflıklarının ve suçlarının çatışması sonucu ortaya çıkar. İnsan iradesine yön veren güçlerin toplamı toplumsal mekanizmayı oluşturur.
Toplumsal mekanizma, kaldıraç prensibi aracılığıyla toplumun amaçları için iradeyi harekete geçirir. Jhering toplumsal hareketi belirlemek için, kaldıraç ilkesi adını verdiği bu kuramda dört kaldıraç tipi tanımlar. Bunlardan ilk ikisi bencilliğe dayanan ödül ve baskı, diğer ikisi ise ahlaka dayanan görev duygusu ve sevgidir.
Devlet ve hukuk
Jhering’in hukuk felsefesi, bencilliğe dayanan ödül ve baskı kaldıraçlarının incelenmesine dayanır, iktisat, ödül kaldıracı yoluyla insan isteklerinin elde edilmesinin örgütlenmesidir. Baskının örgütlenmiş biçimi ise devleti ve hukuku yaratır. Devlet, toplumsal baskı gücünün tek sahibidir. Hukuk ise devlet gücünün hizmetinde olan zorunlu kurallar toplamıdır. Ancak hukuk, devlet otoritesini de sınırlayan bağlayıcı bir güçtür. Devlet ve hukuk başlı başına . amaç değil, amaca giden yolda araçtırlar. Amaç, toplumsal yaşam koşullarını belirlemek ve korumaktır. Jhering’e göre hukuk, devlet gücü tarafından zor kullanılarak güvenceye alınan toplumsal yaşam koşullarının toplamıdır.
Jhering zor kullanmanın, baskının toplumsal kaçınılmazlığını vurgulamakla birlikte yetersizliğini de belirtir. İki bencillik kaldıracının yanı sıra insanın daha üstün yanı olan ahlak da bu amaçların gerçekleştirilmesinde önemli rol oynar. Toplum, devlet, hukuk, iktisat bireysel çıkarların birbirleriyle birleştirilmeleri ve bağlanmalarının çeşitli biçimleridir, ancak tamamı değildir. Terbiye, nezaket, sevgi gibi ahlaki değerler de toplumun var olması için gereklidir.
Jhering’in mülkiyet üzerine düşünceleri çağdaş hukuk uzmanlarından farklıdır. Roma Hukuku uzmanları mülkiyet sahibine mutlak haklar tanırken, Jhering bu hakların toplumsal gereksinmelere bağımlı olmasının gerekliliğini vurgular. 1868’de yayımlanan Beitrage zur Lehre von Besitz (“Mülkiyet Öğretisine Katkılar”) ve yirmi yıl sonra yazdığı Der Besitzwille, zugleich eine Kritik der herrshenden Juristischen Methode, (“Mülkiyet Eğilimi, Günümüz Hukuk Yönteminin Eleştirisi”) adlı yapıtlarında, irade kuramını eleştirerek, mülkiyetin korunmasını tarihsel olarak belirleyen toplumsal etmenlere dikkati çeker. Mülkiyet kavramının toplumsal değişim ile birlikte farklı biçimler aldığını vurgular.
Jhering’in sosyolojik görüşlere dayanan hukuk felsefesi toplumun gerekliliğini ve birincilliğini vurgulamış, devlet, hukuk ve iktisat kavramlarını toplumsal yaşama bağlı gereklilikler olarak çözümlemiştir. Hukukun kutsal ve dokunulmaz bir kurum olarak algılandığı bir dönemde, onun toplumsal amaçlara ve bireysel çıkarlara bağımlı bir kurum olduğunu ve mutlak olmadığını, tarih boyunca toplumdan topluma değiştiğini ileri sürmüştür. Devletin ve hukukun toplum için vazgeçilmezliğine inanan Jhering güçlü ve merkezi devlet yanlısı olup, Bismarck yönetimi ve monarşinin belli başlı savunucularından olmuştur. Jhering’in sosyolojik pozitivizmi çağdaş hukuk ve devlet kuramında büyük bir önem kazanmıştır. Hukuk kurumunun iktisadi ve toplumsal yapı ile açıklandığı tüm 19.yy ve 20.yy düşünürlerinde Jhering’in etkisi görülmektedir.
• YAPITLAR (başlıca): Geist des römischen Rechts, 4 cilt, 1852-1865, (“Roma Hukukunun Özü”); Der Zweck im Recht, 2 cilt, 1877-1883, (“Hukukta Amaç”); Der Kampf ums Recht, 1872, (“Hak İçin Mücadele”); Beitrage zur Lehre vom Besitz, 1868, (“Mülkiyet Öğretisine Katkılar”); Der Besitzvıille, zugleich eme Kritik der herrshen-den juristichen Methode, 1889, (“Mülkiyet Eğilimi, Günümüz Hukuk Yönteminin Eleştirisi”).
Türk Ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi