Ksenophanes Kimdir, Hayatı, Felsefesi, Hakkında Bilgi

KSENOPHANES (İÖ 569-477) Anadolulu filozof. Elea Okulu’nun kurucusudur. Tektanrıcılık’ı savunmuş, Tanrı’nın insan ve doğa varlıklarına benzemediğini ileri sürmüştür.

İzmir yakınlarında Kolophon’da (Değirmendere) doğdu, Güney İtalya’da Elea’da öldü. Babası Orthomenes’tir. Apollodoros’un bildirdiğine göre yurdundan sürülünce önce Sicilya’ya, oradan İtalya’ ya gitmiştir. Aristoteles, Ksenophanes’in Güney İtalya’ya yerleştikten sonra Elea Okulu’nu kurduğunu, bu okulun en ünlü bilgelerinden Parmenides’in öğretmeni olduğunu söyler.

Ksenophanes’in düşünceleri Peri Physeos (“Doğa Üstüne”) adlı yapıtından kalan birkaç şiirden öğrenilmektedir. Diogenes Laertius’un anlattığına göre Ksenophanes’in üzerinde durduğu konular Tanrı, evren, evreni kuran öğeler ve doğa olaylarıdır. Bunlar arasında en çok ilgi uyandıranı Tanrı varlığıdır. Yaşadığı çağın din anlayışına. Tanrı tanımına karşı çıkan Ksenophanes, şiirlerinde tanrıları, insan ve öteki doğa varlıkları biçiminde niteleyen Homeros ile Hesiodos’u eleştirir, onların gerçeği söylemediklerini, yanıltıcı bir Tanrı simgesi yarattıklarını ileri sürer.

Tanrı   
Tanrı, Ksenophanes’in inancına göre birdir, küre biçimindedir, doğa varlıklarına benzemez. Tanrı yalnız görmedir, işitmedir, bütün eylemlerini kendi istencine göre ve çaba tüketmeden gerçekleştirir. Tanrı doğmaz doğurmaz ve ölmez. İnsanlar, kendileriyle ilgili bütün eksiklikleri, davranışları, suçları, aşırılıkları tanrılara da yüklemiş, onların yüceliğine gölge düşürmüşlerdir. Nitekim “öküzlerin, atların ve arslanların elleri olsaydı, onlar da kendilerine benzer birer Tanrı çizerlerdi.”

Varlık türleri
Varlık türlerinin oluşmasında toprak ve su gibi iki kurucu öğenin varlığını ileri süren Ksenophanes’e göre temel ilke değişmedir. Bu değişme sonucu nesneler birbirine dönüşerek yenileri ortaya çıkar. Bütün nesneler topraktan gelir, sonra gene toprağa döner. Toprakla suyun değişik oranlarda birleşmesi nesnelerde türleşmeye yol açar. Bulut sudan yükselir, sonra yağmur olur, geldiği kaynağa iner. Esen yeller de denizden (pontos) doğar, bu nedenle onların da özü sudur.

Güneş yalım saçan, ay ise sıklaşıp yoğunlaşan bulutlardan oluşmuştur. Parlayıp sönen gök varlıkları daha küçük bulutlardır. Toprağın ve dağların derinliklerinde bulunan deniz hayvanlarının kabuklarından, Sikusa’daki bir taşocağından çıkan balık kalıntılarından, buraların eskiden sularla kaplı olduğu, yeryüzünde sürekli bir değişmenin gerçekleştiği sonucu çıkmaktadır. Bu buluntular varlıkların oluşmasında su ile toprağın etkisini göstermektedir.

Bilgi
Ksenophanes’e göre insan gerçeği yeterince bilemez. Çünkü “tanrılar, başlangıçta, ölümlülere her nesneyi açık seçik olarak göstermediler.” Bu nedenle yalnız tanrıları değil kimi gerçekleri de bilme olanağı yoktur. Kişi en iyi bildiğini söylediği konuda “bilir gibi” gelir kendisine. Bilinen bir nesne gerçeğe benzese bile gene gerçek değildir.

Ksenophanes’in düşünceleri arasında en etkili ve yaygın olanı tektanrıcı anlayışla ilgilidir. Onun bu görüşünü, sonradan, Sokrates değişik biçimde ele alıp işlemiş, kutsal birer varlık sayılan tanrıların halkın sandığı gibi olmadıklarını ileri sürmüştür. Bu inanç IS 3.yy’da Plotinos’un elinde yeni bir yorumdan geçirilerek geliştirilmiş, felsefenin başlıca sorunlarından biri olmuştur.

• KAYNAKLAR: Diogenes Laertius, Leben und Meinun-gen berühmter Philosophen, 1967; W.Kranz, Antik Felsefe Metinler ve Açıklamalar (çev.), 1948; A.Lumpe, Die Philosophie des Xenophanes, 1952.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski