DEMİRSOY, Seyfi (1920-1974) Türk, sendikacı. 1960-1974 arasında Türk-İş genel başkanlığı yapmıştır.
Naslıç’ta (bugün Yugoslavya’da) doğdu. 14 Ocak 1974’te Londra’da öldü. Ailesi ile birlikte Türkiye’ye göç ederek, Çatalca’ya yerleşti, ilkokulu ve ortaokulu burada bitirdikten sonra İstanbul’da Bomanti Bira Fabrikası’nda çalışmaya başladı. 1947’de kurulan İstanbul Bomanti Bira İşçileri Sendikası’na üye oldu. Önce bu sendikanın saymanlığım, sonra da genel başkanlığını yaptı. Aynı yıllarda CHP İşçi Bürosu tarafından sürdürülen İşçi Sendikaları Birliği’nin 1948’de yapılan kuruluş kongresinde yönetim kurulu üyeliğine sonra da genel başkan vekilliğine getirildi.
1952’de daha önce alınmış karar gereği İstanbul Tekstil ve Örme Sanayi İşçileri Sendikası tarafından hazırlanan Türk-İş anatüzük taslağına son biçimini vermek üzere Bursa’da yapılan toplantıya işçi Sendikaları Birliği adına katıldı. Bu toplantı sonunda konfederasyonun kuruluşunu gerçekleştirecek beş kişilik geçici yürütme kurulunda sayman olarak görev aldı. Bu kurul, 31 Temmuz 1952’de Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonumun (Türk-İş) 12 sendikal kuruluş adına kurucuları ve ilk yürütme kurulu olarak onaylandı. Demirsoy aynı yılın Eylül ayında İzmir’de yapılan I.Genel Kurul’da yönetim kurulu üyeliğine seçildi. 1953’ten 1959’a kadar sürekli olarak İşçi Sendikaları Birliği’nin genel başkanlığını yapan Demirsoy, bu dönemde siyasal çalışmalarda da bulundu. 1954 ve 1957 milletvekili genel seçimlerinde CHP’den İstanbul adayı olarak yoklamalara katıldı, ancak her ikisinde de seçilemedi.
Demirsoy, 27 Mayıs 1960’tan sonra Türk-İş genel başkanı Nuri Beşer’in başkanlıktan düşürülmesi üzerine yapılan Genel Kurul’da genel başkanlığa seçildi. 1961 anayasasının hazırlık çalışmalarına da katılan Türk-İş’in Uluslararası Hür İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (ICFTU) üyeliği de aynı yıllarda gerçekleşti. Bu arada, ilerde birçok tartışmayı beraberinde getirecek ve özellikle Seyfi Demirsoy ile genel sekreter Halil Tunç’un suçlanmasına yol açacak AID ve OECD yardımları konfederasyonu mali yönden güçlendirdi.
1962’de üyesi olduğu CHP’den istifa eden Demirsoy, Çalışanlar Partisi adıyla anılan, ancak kurulmadan dağılan harekete katıldı. Bundan sonra siyasal çalışmalardan uzak duran Demirsoy, Türk-İş’in “par-tilerüstü politika” adı altında biçimlendirdiği genel tutumu savunarak, bu politikanın sendikal hareket içinde yerleşmesi için çaba harcadı.
Sendikalar Yasası’nın çıkması ile birlikte hızlanan işçi hareketleri ve grevler Demirsoy’un başkanlığındaki Türk-İş yönetimini güç durumda bıraktı. 1965’te Zonguldak’ta meydana gelen olaylara kayıtsız kalınması Türk-İş içindeki tartışmaları hızlandırdı.
1967’de DİSK’in kurulmasıyla sonuçlanan ayrılmadan sonra da Türk-İş içinde muhalefet durulmadı. DİSK’i kuran sendikacıların ayrılmasından sonra yapılan genel kurullarda, yönetime, seçilen kişilerin izlemiş olduğu politika sosyal demokrat diye adlandırılan sendikacıların “4’ler Raporu” ile ortaya çıkan muhalefetine neden oldu. Ancak dengeci kişiliğiyle farklı siyasal görüşte olan sendikacıları uzlaştırmasını bilen Demirsoy, yönetimini sürdürmeyi başardı. Sürekli olarak genel sekreter Halil Tunç ile birlikte görev yapan Demirsoy, 1973’teki IX. Genel Kurul’da da genel başkan seçildi.
İşçilerin “sınıf mücadelesine sürüklenmemesi” gerektiğini savunan Seyfi Demirsoy, bunu önlemenin tek yolunun “partilerüstü politika”dan geçtiğini ileri sürmüştür. Bu nedenle sendikal hareket içindeki karşıtları tarafından “uzlaşmacılık”la suçlanan Demirsoy, Türkiye sendikal hareketi içinde dengeci ve ılımlı bir siyaset izlemiştir.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi