ERGİNSOY, Cavit (1924-1967) Türk fizik bilgini. Yarı iletkenler konusunda çalışmış, yüklü taneciklerin kristallerde kanatlanmasına ilişkin bir kuram geliştirmiştir.
Ankara’da doğdu, 6 Aralık 1967’de aynı kentte öldü. 1946’da Londra Üniversitesi’nden elektrik mühendisliği dalında diplomasını, 1952’de aynı üniversiteye bağlı Queen Mary College’dan fizik dalında doktora derecesini aldı. Türkiye’ye dönüşünde Sarıyer Barajı projesinde görevlendirilen ve Etibank’ın Atom Enerjisi Etüd Dairesi Başkanlığı’nı üstlenen Erginsoy, 1957-1958 ders yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak bulunduktan sonra, 1962’ye değin Viyana’daki IAEA’da (International Atomic Energy Agency/ Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı) uzman ve danışman olarak çalıştı. Aynı yıl, katı hal fiziği alanında araştırmalar yapmak amacıyla ABD’dekiBrookhavenNational Laboratory’ ye (BNL) geçti. Üç yıl sonra, katı hal fiziği araştırma grubunun üyesi olarak BNL’nin sürekli kadrosuna alındı. 1967’de Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) çağrısı üzerine konuk profesör olarak Türkiye’ye dönen ve öğretim görevinin yanı sıra dekan yardımcılığını da üstlenen Erginsoy’a, öldüğü yıl, Temel Bilimler dalında TÜBİTAK Bilim Ödülü verildi. Doktora konusu olarak yarı iletkenlik olgusunu seçen Erginsoy, germanyum ve silisyumun bu tür özelliklerine ilişkin deneysel çalışmalarını sürdürürken konunun kuramsal yönüne de eğilmişti. Kısa sürede kendi çabalarıyla öğrendiği kuvantum mekaniğini, yarı iletkenlerdeki yük taşıyıcıların yabancı atomlardan saçılmasına uyguladı ve dünya fizik literatürüne Erginsoy’un adıyla geçen saçılma formülünü elde etti. Türkiye’ye döndükten sonra çalışmalarım atom enerjisi alanında yoğunlaştırarak, Türkiye’de kurulacak ilk araştırma reaktörünün hazırlıklarını gerçekleştirdi. Aynı dönemde ITÜ ve ODTÜ’de reaktör fiziği derslerini de üstlenmişti. NATO Bilim Konseyi’ne Türk delegesi olarak katılan Erginsoy, IAEA’daki danışmanlık görevi sırasında tanıştığı katı hal fizikçilerinin yüreklendirmesiyle ilgisini yeniden bu alana yöneltti ve BNL’nin araştırma ekibine katıldı. Yüklü parçacıkların kristallerden geçerken gösterdiği özellikleri tam olarak açıklayan ve kendisine uluslararası ün kazandıran “kanallanma” kuramı bu araştırmalardan doğdu.
Bulundukları kristal içindeki iletkenlik elektronları “gazı”nı oluşturarak artı iyonlara dönüşen atomlar, kristalin yapısal düzeni gereğince bazı doğrultularda “geometrik kanallar” görünümünü gösterir. Yüklü taneciklerin, örneğin protonların iletken kristallerden bazı doğrultularda daha kolay geçişini açıklayan kanallanma kuramına göre, artı yüklü iyonların bir duvar gibi sınırladığı geometrik kanallar, kendi doğrultularında gelen bir protonu her yandan iterek kanaldan çıkmasını ya da bir atoma çarparak sapmasını engeller. Böylece, geometrik olan kanal yapısı fiziksel olarak da etkisini gösterir. Kristale gönderilen bir proton demeti bu kanallara yöneltildiğinde, kristalin yapısal özelliklerine bağlı olarak daralan bir demet halinde kristalden çıkar. Gönderilen proton demetinin yönündeki küçük sapmalar, çıkan demetin şiddetinde çok büyük düşüşlere yol açar.
Kristalde kanallanan parçacık yörüngelerinin bu kuram yardımıyla tam olarak belirlenebilmesi, bir yandan kristal yapının daha iyi anlaşılabilmesine, öte yandan yabancı atomların varlığının ve yerinin kolayca saptanabilmesine olanak sağlayarak katı hal fiziğinde yeni gelişmelere ortam hazırlamıştır.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi