Emekçi Kesimin İlk Örgütlendiği Ülke: İngiltere
18. yy’ın ortalarından 19.yy’m başına kadar olan süre, Ingiliz Sanayi Devrimi ’ne geçiş yıllarını kapsar. Özellikle fabrika üretimine geçiş yıllarında eskiden bağımsız olarak çalışan zanaatkar ve köylülerin işçileşme sürecinde, emekçi kesimlerin yaşama ve çalışma koşullan iyice kötüleşmiş, büyük boyutlara varan işsizlik, çocuk ve kadın işgücünün yaygın kullanımı, ücretlerin düşük tutulmasında etken olmuştu. Emekçi kesimin içinde bulunduğu kötü yaşama ve çalışma koşulları, örgütlenmelerinin de maddi temelini oluşturdu. Ingiltere yalnız Satıayi Devrimi açısından değil, aynı zamanda emekçi kesimin örgütlenmesi açısından da öncü ülke oldu. Engels’in 1845’te yayımlanan Die Lage der arbedenden Klasse in England (Ingiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu) adlı yapıtında bu tarihsel süreç tüm ayrıntıları ile belgesel bir biçimde ele alınmıştır.
Ingiltere’de 1660’lara kadar dayandınlabilecek olan ilk örgütlenme biçimi “dostluk ” ve “dayanışma” kulüpleri oldu. Fransız D evrimi’ne değin gizli çalışan bu tür kulüpler yöresel kuruluşlar olmanın ötesine geçemediler. Bu dönemde emekçi kesim, içinde bulunduğu koşullardan, yeni gelişen makineleri sorumlu tuttuğu ve kısa zamanda sonuç alabileceğini umduğu için, kundakçılık, makineleri kırma ve ayaklanma olarak nitelendirilen eylemlere başvurdu.
Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nın ve Fransız Devrimi’nin Ingiliz emekçilerinin örgütlenmesi sürecine önemli etkisi oldu. Yerel ve ülke çapında örgütlenmeler hız kazandı ve öne sürülen istemlerde siyasal boyut da önem kazanmaya başladı. Thomas Paine’in* The Rights of Man (“insan Hakları ”) adlı yapıtı yeni radikalizmin simgesi oldu. Orta sınıf örgütleriyle emekçi kesimin örgütleri arasındaki işbirliği sonucunda siyasi ve iktisadi istemler öne süren ülke çapında örgütlenmeler gerçekleşti. Yıllarca süren mücadeleler sonunda ilk kez Ingiltere’de 1824’te sendika kurma hakkı yasallaştı. Ama grev gene yasadışı sayılıyordu.
1820’ler boyunca “parlamento seçim reformu”, 1830’larda da “10 saatlik işgünü” kampanyalarına etkin bir biçimde katılan sendikalar, Owen’ m* da büyük katkısıyla, 1831’de birçok işko-lunu kapsayan 500.000 üyeli Çalışan Sınıfların Ulusal Sendikası adı altında birleşti.
1832’deki yeni seçim yasasının işçilere oy hakkı tanımaması üzerine 1837-1848 arasında binlerce
emekçiyi genel oy hakkı ve parlamento seçimlerinin reformu etrafında harekete geçiren Char-tist Hareket doğdu. 1840’ta kurulan National Charter Association (Milli Charter Birliği) ve Chartist Hareket’le, İngiliz emekçileri ilk kez diğer toplumsal kesimlerden bağımsız olarak örgütlenmiş, sendikal ve siyasal hareketleri bütünleşmiştir.
Marx ve Engels’in de yazılar yazdığı The Northern Star (Kuzey Yıldızı) ve The Peoples’ Star (Halkın Yıldızı) gibi gazeteler çıkaran, her yıl binlerce emekçinin katıldığı yürüyüşlerle parlamentoya dilekçe sunan ve her defasında isteklerini kapsayan dilekçeleri reddedilen Chartistler’in önderleri arasında, 1840’lann sonlarına doğru, mücadele yöntemlerine ilişkin görüş ayrılıkları çıktı. 1848’de hareketin dağılmasını izleyen dönemde, “yeni model sendikacılık” olarak adlandırılan sendikacılık hareketi gelişti. 1870’lere kadar etkinliğini sürdüren bu hareketin başlıca özelliği, teknisyen ve nitelikli işçilerin diğer emekçileri dışlayarak ve uzlaşmacı bir yol izleyerek iktisadi istemlere ağırlık tanıyan bir sendikacılık anlayışıyla güçlü ulusal sendikalar kurmasıydı.
1870’lerde, ilk büyük dünya buhranı sırasında, Ingiltere’de bir yandan niteliksiz işçilerin başı çektiği “yeni sendikacılık” olarak adlandırılan köktenci (radikal) bir sendikacılık hareketi, öte yandan emekçi sınıf kulüpleri yaygınlaşmaya başladı. 1881’de bu kulüplerin birleşmesiyle Demokratik Federasyon kuruldu; 1884’te sosyalist bir programı benimseyen Demokratik Federasyon, adını,Sosyal Demokratik Federasyon olarak değiştirdi. Bu federasyon “yeni sendikacılık” hareketini destekledi ve yönlendirmeye çalıştı. Aynı yıl B emard Shaw ve Webb’lerin önderliğinde kapitalizmi eleştiren ve reformlarla sorunların çözümlenebileceğini savunan Fabian Society kurulurken, EleanorMarx ve W.Morris’in de içinde olduğu bir grup, Sosyal Demokratik Federasyon’dan ayrılarak Socialist League’i (Sosyalist Birlik) kurdu ve Common Weal dergisini çıkarmaya başladı. 1892 ’de Engels ’in de desteğiyle Bağımsız işçi Partisi, 1900’de işçi Partisi kuruldu.
20.yy başına gelindiğinde Ingiltere’deki sendikal hareket Avrupa’dakinden farklı olarak işçi partilerinden bağımsız bir çizgide gelişirken, işçi partileri de ağırlıklı olarak parlamenter muhalefet alanında kalmayı yeğlemiştir.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi