FENELON (1651-1715) Fransız, tanrıbilimci, düşünür. Dingincilik’in savunucularındandır.
François de Salignac de la Mothe-Fenelon, 1 Ağustos 1651’de Perigord’daki Fenelon şatosunda doğdu, 7 Ocak 1715’te Cambrai’de öldü. Fakir düşmüş eski bir soylu ailedendi. Eğitimine Cahors’da başladı. Sonra Paris’te Saint-Sulpice seminerinde tanrıbilim okudu. 1675’te papaz oldu. Protestanlık’tan Katoliklik’e dönen kadınların eğitim gördükleri bir manastırın başına getirildi. 1686’da La Rochelle’de Huguenotlar’ın Katoliklik’e döndürülmeleri için yapılan çalışmalarda görevlendirildi. Burada uygulanan sert yöntemlere karşı çıktı. 1687’de Paris’teki manastıra döndüğünde kızların eğitimi üzerine, ilerici görüşler içeren, bir kitap yayımladı. Bu başarılarıyla Kral’a yakın bir din adamı olan Bossuet’nin desteğini kazandı, XIV.Louis’nin torununa özel öğretmen olarak görevlendirildi. Fenelon bu sıralarda yaşamını önemli bir biçimde etkileyen Mademe de Guyon ile tanıştı. Bu genç ve güzel dul kadın aynı zamanda çok koyu bir dinsel eğitim almıştı. Dine ve Tanrı’ya olan sevgi ve bağlılığını Katoliklik’teki tören ve dualarla yeterince doyuramadığından toplum ve dünya işleriyle ilgisini giderek azaltmış, tüm benliğini Tanrı’ya, onu düşünmeye adamıştı. Madame de Guyon’un bu tutumuna, yani kendini istek ve tutkulardan arındırarak Tanrı’ya vermek olan Dingincilik’e (puietisme), Fenelon da yaklaştı; aralarında, sonraları başkalarının da katıldığı bir topluluk oluşturdular. 1694’te Bossuet, Madame de Guyon’u Meaux’da gözetim altına aldırdı. Fenelon’u, Dingincilik’ten uzaklaştırmak amacıyla 1695’te Cambrai başpiskoposluğuna atadı. Madame de Guyon’u Bossuet’nin saldırısına karşı korumak isteyen Fenelon 1697’de Les Maximes des Saints (“Azizlerin Özdeyişleri”) adlı bir kitap yayımladı. Bunun üzerine Bossuet Fenelon’a çeşitli suçlamalar yöneltti ve onun saraydan uzaklaştırılmasına, 1699’da da gizemci bir tinselliği savunan bu yapıtının Papalıkça kara listeye alınmasına neden oldu. Fenelon’un bundan sonraki yaşamı, başpiskopos olarak bulunduğu Cambrai’de sürgün olarak geçmiştir.
Fenelon, kişiliği ve üslubuyla Bossuet’nin tam karşıtı olmasına karşın başlangıçta ona hayranlık duymuş ve onun desteğiyle yükselmiştir. Her ikisi de, XIV.Louis’nin saray çevresinde etkili olan, hırslı din adamı kişiliğini örneklendirir. Aralarındaki işbirliğinin sürdüğü dönemlerde, Bossuet’nin isteği üzerine Malebranche’ı eleştiren bir kitap yazmıştır. Descar-tes’ın etkisinin kesin bir biçimde sürdüğü o dönem Fransası’nda Fenelon’un görüşleri sonradan Maleb-ranche’mkilere yaklaşmıştır. Yine o dönemde Maleb-ranche ve Geulincx gibi düşünürler üzerinde etkili olan Augustinus gizemciliği Fenelon’da da izler bırakmıştır.
Tanrı ve evrensel us
Malebranche’a göre evrende olup bitenlerin tek nedeni Tanrı’dır. Ne fiziksel varlıklar ne de tinsel varlıklar nedensel açıdan etkin değildir. Böylece getirilen katı Belirlenimcilik içinde Tanrı bir evrensel ustur ve doğayı uyumlu bir yapı olarak yaratmıştır. Doğayı bu uyuma göre devindirir. Fenelon, bu ölçüde kesin bir Belirlenimcilik’in sonuçta sınır tanımaz bir Yazgıcılık’a götürdüğünü göstermeye çalışmış; Tanrı’nın bile bu Yazgıcılık’m elinde bir araç biçimine dönüştüğünü gözönüne sermek istemiştir. Şöyle bir uslamlama kullanır: Eğer, Tanrı’nın kendi ussallığı ve yetkinliği gereği, evreni yaratması ve bunu yetkin bir varlık olarak biçimlendirmesi zorunlu ise, bu durumdaTanrı’nm istenç özgürlüğü de,söz konusu değildir. Çünkü, bu verilere göre, o ne kendinden daha az yetkin bir şey yaratabilmek, ne de yaratmadan durabilmek özgürlüğüne sahiptir. Yetkin olan sonsuz da olacağına göre evren, nitelikleri açısından, Tanrı ile karışacak, onunla özdeşleşecektir. Bir başka deyişle, Malebranche’m düşüncelerinin götürdüğü nokta katı Yazgıcı bir Tümtanrıcılık’tır. Fenelon, geçerli bir felsefenin istenç özgürlüğüne yer vermesi gerektiğine inanır. Çünkü, ona göre tüm ahlaksal değerlendirmeler, onaylama ve yadsıma eylemleri, cezalandırma, bağışlama gibi eylemler, toplum düzenini, özgürlüğü önden kabul etmeyi gerektirir. Eğer istenç özgür kabul edilmezse, sonuçta tüm kötülüklerin hoş görülme durumu ortaya çıkar.
Bossuet gibi Fenelon da, Descartes’m Tanrı kanıtlarını temelde benimser ve bunları geliştirmeye, daha da güçlendirmeye çalışır. Tanrı’nın sonsuzluk niteliğini özellikle vurgular. Ona göre bu, Tanrı’mn tekliğinin ve kendiliğinden varoluşunun temelini oluşturur. Çünkü başka bir yaratıcı varlık daha bulunsaydı, Tanrı ne sonsuz, ne yetkin, ne de kendiliğinden varolan bir varlık olabilirdi. Tanrı’nın tüm bu öznitelikleri bölünmüş olurdu. Fenelon, Tanrı’nm nitelikleri arasına değişmezliği de ekler. Ona göre insandaki istenç özgürlüğü Tanrı’nın yetkin anlamdaki özgürlüğünü yansıtır; us, bilgi ve bilinç Tanrı’ca verilmiştir, insanın düşünen varlık (res cogi-tans) olması, onu yaratan Tanrı’nın yetkin bir düşünen varlık oluşunun kanıtıdır, insanın us ve bilgisi onun sonsuz anlığının içeriğinden pay alır. Malebranche’a çok yaklaşan bu düşünceler, sonunda Maleb-ranche’ın “Biz her şeyi Tanrı’da görürüz” önermesini onaylamak noktasına ulaşır.
Din ve ahlak
Telemaque adlı kitabında krallığın tek başına salt güç oluşunun kötü sonuçlarını ortaya koymaya çalışır: Sarayın, halkın fakirliği pahasına, lüks içinde yaşamasını, ulusal gurur bahane edilerek başka ülkelerle savaşmayı, sınırları genişletme çabalarını eleştirir. Fenelon’a göre krallar da Hıristiyanlık ilkeleri içinde bulunan ahlak yasalarına uymak durumundadır. Siyasal eylemleri bu bağlamda önemli bulur. İyi bir kral, halkının çalışarak kazanılmış bir zenginliğe ulaşmasını sağlayandır.
Kızların eğitilmesinin gerekliliği üzerinde önemle duran Fenelon, ahlakın, ecza korkusuna değil, erdem sevgisine dayandırılması düşüncesini savunmuştur. Ona göre, kızlara yalnız okuma yazma değil, güzel konuşma ve hukuk bilgisi de verilmelidir.
• YAPITLAR (başlıca): Refutation du systemc de la nature et de la grâce, 1687, (“Doğa ve Tanrısal Kayra Dizgesinin Yadsınması”); Traite de l’education des filles, 1687, (“Kızların Eğitimi Üzerine inceleme”); Les Maximes des Saınts. 1697, (“Azizlerin Ödeyişleri”); Telemaque, 1699: Traite de l’existence de Dieu, 1712, (“Tanrı’nın Varlığı Üzerine İnceleme”).
• KAYNAKLAR: M. Barlano, Fenelon, 1950; E.Carcas-sonne, Fenelon, L’homme et l’oeuvre, 1946; J.Gore, L’Itıneraire de Fenelon, 1957.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi