FİTZGERALD, George Francis (1851-1901) İrlandalı kuramsal fizikçi. Hareketli cisimlerin boylarının hareket doğrultusunda kısalacağına ilişkin savıyla özel görelilik kuramına katkısıyla tanınır.
3 Ağustos i 851’de Dublin’de doğdu, 22 Şubat 1901’de aynı kentte öldü. On altı yaşında girdiği Dublin’deki Trinity College’da matematik ve fizik okuyan, 1871’de mezun olduktan sonra altı yıl süreyle matematiksel fizik çalışan Fitzgerald, aynı kurumda 1877’de okutman, 1881’den yaşamının sonuna değin de profesör olarak görev aldı.
Fitzgerald’ın asıl ilgi alanı J.C.Maxwell’in temelini attığı elektromanyetizm kuramıydı. Bu kuramın uygulanması ve geliştirilmesi konusundaki en değerli katkısı elektromanyetik dalgaların üretilebileceğini ilk kez öne sürmüş olmasıydı. Bir kondansatörün titreşimli boşalması sırasında uzaya elektromanyetik dalgaların yayılabileceğini öngören bu savı daha sonra H.R.Hertz tarafından deneysel olarak kanıtlanınca, başta telsiz telgraf olmak üzere radyo, radar, vb icatlara yol açılmış oldu.
Bugün Fitzgerald’ın adıyla anılan en önemli katkısı ise, Michelson-Morley deneyinin sonucunu açıklamak amacıyla yaptığı bir öneriden kaynaklanır. Işığın bir elektromanyetik dalga olduğu anlaşıldıktan sonra, dalgalar boşlukta yayılamayacağından, tüm uzayı saran, “esir” adı verilen sonsuz esneklikteki bir maddenin varlığı ortaya atılmıştı. ABDTi fizikçi Albert Michelson, E. Morley ile birlikte 1887’de gerçekleştirdiği bir deneyde Yer’in esire göre hızını gözlemeyi başaramamış ve bu anlamda deney esir bakımından olumsuz sonuç vermişti. Deney de, Yer’ in hareketi ile aynı ve zıt yönde yayılan ışık ışınlarının hızlarında esirin varlığından kaynaklanan bir farkın gözlenmemesi esir kavramı için sorun yaratıyordu. Fitzgerald’m 1895’te önerdiği bir çözüme göre, Newton Yasası uyarınca ışığın, duran gözlemciye göre sahip olduğu hızdan daha yavaş gitmesi gereken uir durumda, mesafe de ışığın hızındaki kayıpla aynı oranda kısalmakta, böylece ışığın yolu katetmesi için geçen süre değişmemekteydi. Fitzgerald’m bu savı hareket etmekte olan cisimlerin boylarının hareket yönünde kısaldıkları anlamına geldiğinden,. Michelson’un deneyindeki olumsuz sonuç, çapraz biçimindeki iki koldan oluşan deney aletinin hareket yönünde kısalmasından, dolayısıyla ışığın yavaşladığının farkedilmemesinden kaynaklanıyordu.
Daha sonra esir kavramının gereksizliği anlaşılmış olmakla birlikte, Fitzgerald’m hareketli cisimlerin boylarının hareketle kısalması savının özel görelilik kuramında önemli bir yeri vardır. Fitzgerald’m önerdiği kısalma (büzüşme) formülüne göre, ışık hızına varan bir cismin boyu da sıfır oluyordu. Bundan daha yüksek bir hızda cismin boyunun negatifolması gerektiğinden, fiziksel açıdan anlamsız bu sonuç, daha sonra önem kazanan, cisimlerin ışık hızının üstüne çıkamayacakları yorumunu da içeriyordu. Büzüşme olgusu Fitzgerald’dan bağımsız olarak Lo-rentz tarafından da geliştirilmiş, 1905’te Einstein’m özel görelilik kuramıyla sağlam bir kuramsal temele oturtulan Lorentz-Fitzgerald büzüşmesi, daha sonra deney ve gözlemlerle birçok kez doğrulanmıştır.
• YAPITLAR (başlıca) :The Scientific Writings of the Late George Frarıcis Fitzgerald (der. J.Larmor), (ö.s.), 1902, (“George Francis Fitzgerald’m Bilimsel Yazıları”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi