Ficino Marsilio (1433-1499), İtalyan bir filozof ve tanrıbilimci. Platon felsefesini Avrupa'da yeni bir yorumla yaymaya çalışmıştır.
Ficino, Latince adı Ficianus Marsilius olan biri olarak 19 Ekim 1433'te Figline'de doğdu ve 1 Ekim 1499'da Floransa yakınlarındaki Gareggi'de öldü. Babası Cosimo di Medici'nin başhekimi olduğu için önce tıp eğitimi almıştır. Ancak İstanbul'un Türklerin eline geçmesiyle İtalya'ya, özellikle de Floransa'ya göç eden Platoncu bilgelerin konuşmalarını dinledikten sonra felsefeye olan ilgisi arttı. Ünlü Platoncular'dan Gemistos Plethon'un aracılığıyla saraya alınan Ficino, Yunan filozoflarının eserlerini okumak için Yunanca öğrendi. Yunan felsefesine olan bağlılığı ve başarılı yorumlarıyla tanındı. 1463'te Floransa Platon Akademisi'nin başına getirilerek Platon felsefesinin yayılması ve yorumlanması konusundaki çalışmalarını yoğunlaştırdı.
Felsefenin görevi
Ficino, felsefeyle ilgili çalışmalarına öncelikle Bessarion'un daha önce benimsediği yorum yöntemini kullanarak başladı. İlk olarak Platon'un o dönemde bilinen eserlerini çevirdi ve ardından Plotinus, İamblikhos, Porphyrios gibi Yeni-Platoncuların yazılarını çevirerek bu eserler arasındaki yakınlığı ortaya koydu. Ficino, Yeni-Platonculuk'un yeni bir yorumunu yaparak İbn Rüşd'ün geliştirdiği Aristotelesçilik anlayışından da faydalandı.
Ficino'ya göre, felsefenin ana görevi Platon'un eserlerinde ele alınan tüm sorunları incelemek ve bu sorunlara çözümler sunmaktır. Bu anlayışa göre, felsefenin öncelikli amacı Platon'un düşünceleriyle uyumlu bir şekilde ilerlemektir. Ficino'ya göre, Platon'un "idea" kuramı Hıristiyanlık'ın ruhla ilgili inancına uygun olduğu için, Platon'un temel görüşleriyle Hıristiyanlık'ın özü arasında bir ayrılık bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, Ficino'ya göre felsefenin görevi, Platon'un eserlerini inceleyerek onun felsefi görüşlerini takip etmek ve bu görüşleri Hıristiyan inancıyla uyumlu bir şekilde yorumlamaktır.
Ruh, gövde ve öz
Ficino'ya göre, Hıristiyanlığın temeli ruh kavramı üzerine kurulmuştur. Ruh, tanrısal bir öz olarak kabul edilir ve ölümsüzdür; bedene bağlı değildir. Ruh, bedenden ayrıldığında gerçek kaynağına, yani tanrısal varlığa dönerken beden geçici olduğu için çözülür. Bedene canlılık kazandıran şey ruhtur ve ruh, bedende bulunduğu sürece bir tutsak gibi hisseder ve tanrısal kaynağa dönme özlemi içindedir. Bu yüzden bedenin ölümü, ruhun özgürlük kazanması anlamına gelir.
Dünya yaşamında, akıl ile donatılmış olan ruhun görevi gerçeği, iyiliği, güzelliği, doğruluğu ve erdemi öğrenmektir. Bu değerler Tanrı'nın kendisini yansıtan özellikleridir ve onun özünü oluştururlar. Ancak bu değerler ayrı ayrı varlıklar değil, Tanrı'da birlik ve bütünlük içindedirler.
Ruhun bilgelik kazanması, tanrısal bilgelikle aydınlanmasına ve Tanrı'nın huzurunu kazanmasına bağlıdır. Bu durum, ruhun mutluluğunu oluşturur. İnsan ölümlü olduğu için ruhun Tanrı'ya, gerçek kaynağına dönme imkanı olmazdı.
İki evren – Üç türlü ruh
Ficino'ya göre, evren sorununa yaratılış açısından baktığımızda, varlık kavramı altında toplanan her şey yaratılmıştır ve tek yaratıcı Tanrı'dır. Ancak, yalnız Tanrı'nın kendisi için yaratılma söz konusu değildir, çünkü yaratan bir varlık yaratılmış olamaz.
Evren, iki varlık alanından oluşan bir bütündür. Altta olan varlık alanı duyularla kavranabilir, somut ve fizik bilimlerinin konusudur. Üstte olan ise yüce evrendir ve Tanrısal varlık alanıdır; bu alanın doruğunda Tanrı bulunur.
İnsan, bu iki varlık alanı arasında aracı bir durumdadır; ruhu ile tanrısal olana, gövdesiyle somut olana bağlıdır. Somut evrenin başlıca özelliği edilgin ve süreklidir ve kendi kendine hareket edemez.
Evren bütününde üç ayrı ruh vardır: usla donatılmış evrensel ruh, sayıları on iki olan gök katlarının ruhları ve hayvan ruhu. Bu ruhlar, özdeğe, uzay ve zamana bağlı olmayan, ölümsüz varlıklardır ve bu özellikleri tanrısal niteliklerinden gelir.
Ficino'nun geliştirdiği kurama göre, bilgi ruhun bir başarısıdır ve insanda bilgi edinmeyi sağlayan tek yeti ruhtur. İnsan, evrenin özünü oluşturan bütün öğeleri içinde barındırır ve bu özelliği sayesinde bütün evreni bilebilir. Bilgi, mutluluğun kaynağıdır ve bilim tarafından sağlanan aydınlık ortamda yaşayan kişi mutlu olabilir.
Ancak, geçici isteklere kapılma, tutkuların peşinden koşma, ölüm ve büyük sarsıntılar karşısında üzüntüye kapılma gibi durumlar mutsuzluğun başlıca nedenleridir. Ficino'ya göre, sevilen birinin ölümü karşısında üzülmek yerine, ruhun tanrısal kaynağa dönüp bağımsızlık ve mutluluğa kavuştuğu için sevinmek gerekir. Gerçek mutsuzluk, ruhun bedende kalması ve Tanrı'dan uzaklaşmasıdır.
Ficino'nun etkisi, çağlar boyunca sürmüş ve özellikle Platon ve Aristoteles'in görüşlerini uzlaştırmaya çalışması, Hıristiyan tanrıbilimciliğinde yeni yorumların ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır. Rönesans sonrası dönemlerde, Platon felsefesi üzerine yapılan çalışmaların önemli bir bölümü Ficino'nun eserlerinden etkilenmiştir.
Eserleri
Ficino'nun en önemli eserleri arasında şunlar bulunmaktadır:
"De Amore" (Aşk Üzerine): Ficino'nun en ünlü eserlerinden biridir. Eserde, aşkın ruhun yüceliği ve Tanrı'ya doğru yönlendirici bir güç olduğu konuları üzerine derinlemesine bir inceleme sunulur.
"De Vita" (Yaşam Üzerine): Bu eser, insanın ruhsal ve bedensel sağlığına odaklanır. Ficino, insanın sağlığına ulaşmanın ve korumanın yollarını tartışırken Platon'un felsefesinden ve diğer antik kaynaklardan yararlanır.
"Theologia Platonica" (Platon'un Teolojisi): Bu eser, Ficino'nun Platon felsefesini Hristiyan teolojisiyle uyumlu hale getirme çabalarının bir ürünüdür. Platon'un düşüncelerini Hristiyan inancıyla nasıl bağdaştırabileceğini açıklar.
"De Christiana Religione" (Hristiyanlık Üzerine): Ficino'nun Hristiyanlık ile Platon felsefesini uyumlu hale getirme çabalarının bir başka yansımasıdır. Bu eserde, Hristiyan inancının temel prensipleriyle Platon'un felsefesi arasındaki benzerlikler ve uyumlar incelenir.
"Commentaries on Plato" (Platon Üzerine Yorumlar): Ficino'nun Platon'un eserlerine yaptığı yorumlar ve açıklamalar bu eserde toplanır. Bu yorumlar, Platon'un düşüncelerini derinlemesine anlamak ve yorumlamak isteyenler için önemli bir kaynaktır.
Bu eserler, Ficino'nun Platon felsefesini Hristiyan teolojisiyle uyumlu hale getirme çabalarını ve Rönesans dönemindeki düşünce akımlarına olan katkılarını yansıtan önemli çalışmalarıdır.