Michael Faraday (1791-1867), İngiliz fizikçi ve kimyagerdir. Elektromanyetizma ve elektrokimya alanlarında yaptığı keşiflerle tanınır ve modern elektrik biliminin temellerini atmıştır.
Faraday, işçi sınıfından bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve eğitimine çok az okul eğitimi alarak başladı. Ancak, 14 yaşında bir kitap bağışıyla edindiği bilimsel ilgisiyle kendi kendini eğitmeye başladı. 1812 yılında İngiliz kimyager ve fizikçi Sir Humphry Davy'nin asistanı olarak Royal Institution'a girdi ve burada bilimdeki kariyeri başladı.
Faraday, elektromanyetizma konusundaki çalışmalarıyla tanınır. 1821'de, bir manyetik alanın bir elektrik akımı oluşturabileceğini gösteren elektromanyetik indüksiyonu keşfetti. Bu keşif, elektromanyetik alanın elektrikle nasıl ilişkili olduğunu gösterdi ve daha sonraki yıllarda elektrik jeneratörlerinin ve transformatörlerin gelişiminde büyük bir rol oynadı.
Ayrıca, Faraday, elektroliz yoluyla kimyasal elementlerin ayrılması ve elektroliz yasalarının keşfi gibi elektrokimya alanında da önemli katkılarda bulundu. Elektroliz yasaları, kimyasal değişimlerin elektrik akımı ile nasıl ilişkilendirilebileceğini tanımlar.
Faraday, elektromanyetizma ve elektrokimya alanındaki çalışmalarıyla bir dizi prestijli ödül aldı ve bilim dünyasında büyük saygı gördü. Ayrıca, Faraday, bilimle halk arasında iletişimi geliştirmek için popüler bilim konferansları düzenledi ve bu alanda öncü bir figür olarak kabul edilir. Bugün, manyetik alanın birimi olan "faraday" ve elektromanyetik endüksiyonun temel yasalarından biri olan "Faraday'ın indüksiyon yasası" gibi kavramlar onun adını taşır.
Davy ile tanışması
1812, Faraday'in hayatında bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Bu yıl, ünlü kimya bilgini Davy'nin Royal Institution'daki halk konferanslarını izlemeye başladığı yıldır. Faraday, bu konferanslarda tuttuğu notlar ve çizdiği diyagramlarla Davy'yi etkiledi. Bir yıl sonra, bir laboratuvar asistanlığı boşalınca, Davy, genç ciltçi çırağının bu göreve getirilmesini sağladı. Faraday, 1813'te asistan olarak göreve başladığı Royal Institution'dan ömrünün sonuna kadar ayrılmadı.
Davy'nin 1815'te yaptığı uzun Avrupa gezisi, Faraday için çok öğretici oldu ve çağının önde gelen bilim adamlarıyla tanışmasını sağladı. Londra'ya dönüşünden sonra kimya çalışmalarına ağırlık verdi ve 1816'da ilk incelemesini yayımladı. 1820'de, en azından kendi ülkesinde analitik kimyanın önde gelen isimlerinden biri haline geldi.
1825'te Royal Institution'da laboratuvar yöneticiliğine getirilen Faraday, ünlü "Cuma gecesi konferansları"nı ve daha sonra gençler için "Noel konferansları"nı düzenleyerek bilimin geniş halk kitlelerine tanıtılmasında önemli bir rol oynadı. 1833'te Royal Institution'da kimya profesörlüğüne atandı ve 1844'te Fransız Bilimler Akademisi'nin yabancı üyeleri arasına seçildi.
1839'da geçirdiği bir sinir krizinden sonra sağlığı hiçbir zaman tam anlamıyla düzelmedi. Belleği giderek zayıfladı ve 1850'den sonra sosyal ve bilimsel etkinliklerini azalttı. 1862'de Royal Institution'daki görevinden emekliye ayrıldı ve dinlenmek için Hampton Court'taki evine çekildi.
Analitik kimya ve elektroliz yasalarıFaraday, bilim tarihinin en büyük deneysel dehalarından biri olarak kabul edilir. Yaklaşık 40 yıllık çalışması boyunca analitik kimya, elektrokimya ve elektromanyetizma alanlarında önemli keşifler yapmıştır.
İlk olarak, Davy'nin asistanı olarak çalışmaya başladığı dönemde analitik kimya ile ilgilenmeye başladı. 1820'de, sentez yoluyla ilk karbon ve klor bileşiklerini elde ederek bir ornatma tepkimesi gerçekleştirdi. Ayrıca, yüksek kaliteli özel alaşım çeliklerinin üretimiyle ilgilendi.
1823'te, klor gazı ve diğer gazları sıvılaştırarak kimya alanında önemli bir başarı elde etti. 1825'te ise maden kömürü katranından benzeni ayırarak organik kimyaya katkıda bulundu.
1832'den sonra, elektrokimya alanında çalışmalara başladı ve elektroliz yasalarını saptayarak bu alanda bilimsel temellerin oluşmasına katkıda bulundu. Bu yasalar, elektriğin parçacık yapısının kanıtı olan elektron kavramının da ilk habercisidir.
1831'de gerçekleştirdiği elektromanyetik indüksiyon deneyi, çağdaş elektrik teknolojisinin temellerini atmıştır. Bu deneyde manyetik alanın bir elektrik akımı üretebileceğini göstermiş ve elektromanyetik alanın mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürebileceğini kanıtlamıştır. Bu olay, günümüzde kullanılan dinamoların ve transformatörlerin temelini oluşturur.
Faraday'ın çalışmaları, fizikçilerin elektrik ve manyetizma arasındaki ilişkiyi anlamasına ve modern elektrik teknolojisinin gelişmesine büyük katkıda bulunmuştur.
Alan kuramının doğuşu
Faraday, 1838'de elektromanyetizma ve elektroliz konularındaki araştırmalarıyla elde ettiği bulguları birleştirerek tutarlı bir elektrik kuramı geliştirmeye başladı. Bu kurama göre, madde parçacıkları, her maddeye özgü niteliklerin kaynağı olan ayrı bir düzene göre yerleşmiş kuvvetlerden oluşur. Örneğin, elektrik kuvveti gibi bir etki, parçacıkların gerilimi sonucunda bu düzenin bozulmasına neden olur.
Faraday'a göre, maddenin iletken veya yalıtkan olması, elektriğin yarattığı gerilime karşı parçacıkların gösterebileceği dirence bağlıdır. Elektrik akımı ise, iyi iletken bir maddenin molekülleri arasında gerilimin yayılması olarak açıklanabilir.
Faraday, bu kuramını geliştirirken, doğanın birliğine olan inancını korudu ve elektrik, manyetizma, ısı, ışık gibi farklı fiziksel kuvvetler arasındaki ilişkiyi bulmayı amaçladı. Optik alanındaki çalışmaları sırasında, manyetik alanların etkisiyle ışığın polarma düzleminin döndüğünü gösterdi. Bu "Faraday etkisi", ışık ile manyetik kuvvetler arasındaki ilişkinin ilk deneysel kanıtı oldu ve Maxwell'in elektromanyetik alan kuramına sağlam bir destek sundu.
Faraday ayrıca, manyetik kuvvetlerin sadece mıknatıslık özelliği taşıyan maddelere özgü olmadığını, tüm maddeler için geçerli olduğunu öne sürdü. Bu düşünceyle, manyetik kuvvetleri az ileten maddeleri "diamanyetik" ve çok ileten maddeleri "paramanyetik" olarak adlandırdı.
Elektrik ve manyetik olayları bağdaştırabilmek için, kuvvet çizgilerinin bir gerilim olduğu düşüncesinden ayrılarak, bu çizgilerin yalnızca bir güç yoğunluğu olduğunu kabul etti. Enerjinin maddenin içinde değil, çevresinde yoğunlaştığını savundu ve çağdaş alan kuramının temellerini attı.
Faraday'ın düşüncesi, elektrik ve manyetik alanların değişik nicelikler olmadığını kanıtladı ve elektromanyetik alan kuramının temellerini oluşturdu. Bu düşünce, Einstein'ın genel görelilik kuramının da öncülerinden biri olarak kabul edilir.
Faraday'ın başlıca yapıtları:
"Experimental Researches in Electricity" (Elektrik Üstüne Deneysel Araştırmalar): Bu yapıt, 1839 ile 1855 yılları arasında 3 cilt halinde yayımlandı. Faraday'ın elektrik alanındaki önemli deneysel bulgularını içerir.
"Experimental Researches in Chemistry and Physics" (Kimya ve Fizik Üstüne Deneysel Araştırmalar): Bu eser, 1859'da yayımlandı ve Faraday'ın kimya ve fizik alanlarındaki deneysel çalışmalarını kapsar.
"Faraday's Diary" (Faraday'ın Günlüğü): Bu eser, T. Martin tarafından derlenen 8 ciltlik bir derlemedir ve Faraday'ın günlüklerini içerir. 1932 ile 1936 yılları arasında yayımlandı.