Yaşam Öğesi Olarak Ruh
Ficino ’nun geliştirdiği kurama göre ruh yaşamın özünü oluşturan tanrısal bir tözdür, ölümsüzdür, gövdeyle yapı bakımından ilgisi yoktur. Platon’un ileri sürdüğü ruh anlayışı felsefenin üzerinde durması gereken temel konudur, felsefenin başka sorunlarla uğraşması gereksizdir. Ruh gövdeye girince dirilik, düşünme eylemi, bilgi işlemi başlar. Ruhun gövdeden ayrılmasıyla, insana özgü bütün işlemler durur. Ficino’nun ileri sürdüğü bu görüş Augustinus’dan beri bütün tannbilimcilerin üzerinde durdukları ortak bir sorundur ve kaynağı Platon’un idea kuramıdır. Hıristiyan düşüncesinde olduğu gibi İslam felsefesinde de ruh kavramı varlığın temeline oturtulmuştur. Ruhun ölümsüzlüğü, tanrısallığı, yaşam öğesi olarak önemi yalnız felsefe ve tannbilimde değil, uygarlık tarihi boyunca ortaya konan ve dinle bağlantılı görülen bütün düşünce dizgelerinin odağım oluşturur. Çoktanrıcı dinlerde ruh temel varlıktır, gizemi çözülemeyen bir tözdür, gövdeye girmesiyle yaşam, gövdeden ayrılmasıyla ölüm gerçekleşir.
Doğu düşüncesinde, özellikle Hint felsefesinde, ruh gövdeden gövdeye göçer. Ölen bir kimsenin ruhu başka insanlara, başka dirilere geçtiği gibi bitkilere de geçebilir. Anadolu-Yunan düşüncesinde ruhun gövde değiştirmesi inancı yaygındır. Pythagoras, Empedokles gibi bilgeler ruhun gövdeden ayrılınca varlığını sürdürdüğü inancındadırlar. Platon için ruh yüce ve ölümsüz bir tözdür. Aristoteles ruhu bitki, hayvan ve insan gibi üç ayn varlık türünde, üç değişik yapıda dirilik sağlayıcı töz olarak görür. Aristoteles’e bağlı kalan bütün İslam filozofları da ruhu, değişik bir yorumla, tanrısal ve ölümsüz bir öz diye anlarlar. Farabi, Ibn Sina, Ibn Rüşd’e göre ruh gövdeden ayrı bir tözdür. Eski Çin, Iran ve Mısır düşüncesinde ruh ölümsüzdür, gövdeden ayrılınca yaşamını sürdürür. Descartes, Malebranche, Pascal ve Kant gibi akılcı filozoflara göre ruh gövdeden ayn yapıda, bağımsız bir tözdür, onu kendi bütünlüğü içinde yeterince kavrama olanağı yoktur. Ruh yalnız düşünme eylemiyle değil yaşamı sürdüren bir güç olarak dirilikle bağlantılıdır. Hegel’de ruh oluşun özüdür, ruhun belli aşamalarda kendini gerçekleştirmesi, görünüş alanına çıkması varlık katlannı oluşturur.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi