ağır
sf. 1. Tartıda çok çeken, hafif karşıtı: Kurşun ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır. 2. Çapı, boyutu büyük: Ağır top. Ağır tank. 3. Yavaş: Adam ağır adımlarla gelip masanın başına geçiyor. –E. M. Karakurt. 4. Yoğun: Evin sofasına girer girmez kendisini ağır bir duman karşıladı. –A. Sayar. 5. Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak). 6. mec. Değeri çok olan, gösterişli: Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan’ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi. –M. C. Kuntay. 7. mec. Çetin, güç: Denizcilik tarihinin en ağır sorumluluklarından birini üzerine alıyordu. –F. F. Tülbentçi. 8. mec. Tehlikeli, korkulu, vahim. 9. mec. Sıkıntı veren, bunaltan. 10. mec. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı: Kızmıştım, Keziban’a söylenecek şöyle ağır bir söz arıyordum. –N. Ataç. 11. mec. Ağırbaşlı, ciddi: Bu, on dokuz yaşında ufak tefek bir kızdı. Fakat otuz yaşındaki bir insandan daha ağırdı. –H. E. Adıvar. 12. mec. Keskin, boğucu (koku): Bu koku, en hafif rüzgârla burnu kuvvetli bir adama uzaktan kendini hissettirecek kadar ağırdır. –F. R. Atay. 13. Kısık, alçak: Ağaya pek duyurmak istemeyen ağır bir sesle kulağıma eğildi. –O. C. Kaygılı. 14. mec. Davranışları yavaş olan. 15. mec. Sindirimi güç (yiyecek): Ağır bir yemek. 16. a. sp. Ağır sıklet: Yıllarca ağırda güreşti. 17. zf. Yavaş bir biçimde: Cüneyt Bey sözlerini tartıyormuş gibi ağır söylüyordu. –E. İ. Benice.
Güncel Türkçe Sözlük
ağır Fr. Pesant BSTS / Tıp Terimleri Kılavuzu
ağır Fr. Grave BSTS / Tıp Terimleri Kılavuzu
ağır Fr. Lent, ente BSTS / Tıp Terimleri Kılavuzu
ağır
Ahır.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
ağır
1. Olgun, terbiyeli, oturaklı, aklı başında. 2. İtibarlı, hatırı sayılır (kimse). 3. Kıymetli eşya, para: Evde ağırın, dağda davarın olsun. 4. Beyaz, mor veya başka renk çizgili kumaştan yapılan kadın elbisesi. 5. Kâbus: Bu gece beni ağır bastı.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
ağır
1. Çeşme yalağı. 2. bk. ağar (II).
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
ağır
Olgun, babacan.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
ağır
< ET agır: ağır; ağır başlı.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
ağır İng. heavy
1. Hafif olmayan. 2. Miktarca çok olan. 3. Ağır asitler: Sülfürik, Hidroklorik ve Nitrik asitler gibi büyük miktarlarda kullanılan. 4.Ağır Kimyasal maddeler: Klor alkali, sülfürik ve nitrik asitler gibi büyük miktarda üretilen kimyasal maddeler. 5.Ağır Hidrojen: bk. döteryum (D). 6.Ağır Metal: bağıl yoğunluğu 4’den büyük olan ve periyodik çizelgenin alt yarısında yer alan metaller. 7.Ağır Spar: Barit (BaSO4). 8.Ağır Su: Döteryum oksit (D2O).
BSTS / Kimya Terimleri Sözlüğü (II) 2007
ağır (I)
1. Sert, keskin. 2. Çok, külliyetli, kalabalık. 3. Zahmetli, çetin.
Tarama Sözlüğü 1963
ağır (II), (ağır basan, ağır basma, ağır basmak, ağırlık(II))
Kâbus.
Tarama Sözlüğü 1963