Kar, Orhan Pamuk’un ilk basımı 2002 yılında yapılan romanı.
Konusu
On iki yıldır Almanya’da sürgün olan şair Ka Türkiye’ye dönüşünden dört gün sonra, bir söyleşi için Kars şehrinde bulur kendini. Ağır ağır ve hiç durmadan yağan karın altında sokak sokak, dükkân dükkân bu hüzünlü ve güzel şehri ve insanlarını tanımaya çalışır. Kars’ta ağzına kadar işsizlerle dolu çayhaneler, dışarıdan gelmiş ve kardan mahsur kalmış gezgin bir tiyatro kumpanyası, intihar eden ve türban direnişi yapan kızlar, çeşitli siyasal gruplar, dedikodular, söylentiler, Karpalas Oteli ve sahibi Turgut Bey ile kızları İpek ve Kadife ve Ka için bir aşk ve mutluluk vaadi vardır. Orhan Pamuk bu kitabını postmodern olduğunu ve aynada gözüken şeyleri, aynayı dürüstçe tartıştığını söylemektedir. Kitabında kendisinin Türkiye’nin hikâyelerini anlattığını belirtmektedir.
Özet:
Romanda, yazarın çok sevdiği bir arkadaşının anılarını anlattığı ve bu anıların kitabın farklı yerlerinde vurgulandığı görülür. Hikaye, Kars ilinde geçer. Gazetede köşe yazarlığı yapan ve ünlü bir şair olan Kerim Alakuşoğlu (kitap boyunca "Ka" olarak adlandırılır), Almanya'dan Türkiye'ye dönmeye karar verir. Kışın en sert geçtiği dönemde, Kars'ta kadınların intiharları üzerine bir araştırma yapmak için bu şehre gelir.
Ka, Kars'ta eski üniversite arkadaşlarını bulur ve eski bir aşk olan İpek'in işlettiği otele yerleşir. Kars'a gelişiyle birlikte, devlet görevlileri ve halk onun niçin geldiğini merak ederler. Ka'nın amacı, intihar eden kadınların nedenlerini ve bu durumu gazetede yazarak halkı bilgilendirmektir.
Ka'nın şehre gelişi, bazı dinci gruplar ve yobazlar tarafından rahatsızlıkla karşılanır. Ancak Ka, araştırmalarını sürdürür ve ölen kadınların ve öğrencilerin bunalım veya aşk acısından intihar ettiğini öğrenir. Bu intiharların, başörtüsü takan öğrencilerin üniversitede kabul edilmemesiyle ilgili olduğunu öğrenir. Ka, bu duruma karşı çıkar ve halkın dikkatini çekmeye çalışır.
Ka, İpek'e aşık olur ve bu duygularını hisseder. Ancak, bu duyguların gerçek mi yoksa yüzeysel mi olduğunu anlamakta zorlanır. Tüm bu olaylar yaşanırken, Kars'ta bir olaylar zinciri patlak verir ve sokaklara çıkma yasağı ilan edilir. Ka, olayları incelerken, Türk polisinin ve askerinin çabalarını takdir eder.
Ka, din adamlarının ve dinci liderlerin tutumlarına hayretle tanık olur. Bu kişilerin, Tanrı adına işledikleri zalimlikleri ve cinayetleri öğrendikçe şaşkına döner. Ka, korkmaya başlar çünkü bazı dinci kesimler onu ajan olarak görür.
Sonunda, Ka Kars'tan ayrılır ve İstanbul'a döner. Kars'ta hiçbir şeyin tam olarak düzelmediğini bilse de, uygarlık ve rahatlığa doğru bir adım atıldığını hisseder.