Çağatay Edebiyatı Nedir, Dönemleri, Özellikleri, Sanatçıları, Hakkında Bilgi

ÇAĞATAY EDEBİYATI

Türk edebiyat tarihinde Çağatay edebiyatı terimi geniş mânasiyle Moğol istilâsından sonra Orta Asya’da meydana gelmiş Türk edebiyatını, dar mânası ile de Timur ve Timurlular devrinde meydana gelen Türk edebiyatını ifade eder. Harezm Türkçesi’nin devamı olan Çağatay Türkçesi ile meydana getirilen edebiyatın adıdır. Doğu Türkcesi’de denir.

Çağatay adı Cengiz Han’ın ikinci oğlu Çağatay’ın ismine izafeten verildi. Başlangıçta bu isim Çağatay Han’ın sülâlesinin ve bu sülâlenin kurduğu devletin adı idi. Daha sonra Maveraünnehir’deki Türkler ve Türkleşmiş göçebeler için kullanıldı. Sonradan Cengiz Han’ın oğulları taralından kurulan Çağatay, Ilhanlı ve Altınordu devletlerinin merkezlerinde XIII-XV. yüzyıllarda gelişen ve Timurlular devrinde zengin bir edebiyat vücuda getiren Orta Asya edebî lehçesinin adı olarak da benimsendi.

Çağatay şâirleri kendi lehçeleri için eski geleneğe bağlı olarak Türk dili, Türkî gibi tabirleri kullandılar. Bu sahanın en büyük şâiri Ali Şîr Nevâî’de Türk dili tabirini kullandı. Çağatayca tabirini, Çağatay sahasının dışındakiler benimsediler. Çağatay kültürünü almış olan bugünkü Özbek Türkleri bu dili XX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar yazı dilinde Özbekçe adı ile: devam ettirdiler. Ancak Sovyet işgalinden sonra, 1921 yılında mahalli ağızlardan biri yazı dili olarak kabul edildi ve Çağatayca artık kullanılamaz oldu.

Çağatay Türkçesi’nin gelişmesi üç devreye, ayrılarak incelenir.

1-Klâsik Öncesi Devir: Bu edebiyatın başlangıcı kabul edilen XV. yüzyılın başından, Ali Şîr Nevâî’nin ilk eserlerini verdiği 1465 yılına kadar olan devre. Bu devrede Çağatay edebiyatı Fars dili ve edebiyatının tesirinde kaldı. Bu devre edebiyatmın en belirgin özelliği Çağatay dili yanında Farsça’nın da sanat dili olarak benimsenmesidir. Şiirlerin nazım şekli olarak gazel, kasîde ve mesneviye ağırlık verildiği görülür. Bu devrin kuvvetli şâiri XV. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşayan Yusuf Emîrî’dir.

Çağatay edebiyatının gelişme ve olgunlaşmasında çok büyük hizmeti olan şâirlerden biri Atayî’dir. Onun edebî faaliyeti XV. yüzyılın ilk yarısına rastlar.

Atayî, Ahmet Yesevî’nin kardeşi İsmail Ata’nın oğludur. Yesevî tarikat izleri taşımakla birlikte esas itibariyle şiirlerinde dünya zevklerini, aşk ve badeyi terennüm etmiştir.

Çağatay edebiyatında bu ilk devrenin en büyük şâiri Sekkâkî’dir. İlk şiirlerini Timur zamanında yazmış olduğu tahmin edilmektedir.

Timur’un torunlarından Baysungur-Uluğ Beg devri, Türkistan ve Horasan’ın hattâ İslâm dünyasmın ilim, fen, edebiyat ve güzel sanatlarda büyük kalkınma devri olmuştur. Bu devirde Türk edebiyatı İran’ın klasik edebiyatıyla boy ölçüşecek dereceye gelmiştir. Bu devrin büyük şâirlerinden biri Lütfî’dir.

Ayrıca Gedâî, Yakınî, Ahmedî, Hucendî, Haydar Harezmî bu devrin önemli şâirleri arasında yer alırlar. Yakınî’nin Ok ve Yay münazarası ile Ahmedî’nin “Tanbura ile başka sazlar arasında” Münazara1 sı münazara türünün önemli örnekleri arasındadır.

2-Klasik Devir: 1465-1600 yılları arası edebiyatı. Bu devir Çağatay edebiyatının sanat ve millî ruh bakımından en yüksek derecesine ulaştığı devirdir. Bu devirde ve bundan sonra her eli kalem tutan Türkçe yazdı. Iran edebiyatı hayranlarına karşı Türkçe savunuldu. Bu devir Çağatay edebiyatının altın devridir .

Bu devrin en önemli şahsiyetleri Hüseyin Baykara, Ali Şîr Nevâî ve Babur Şah’tır.

Hüseyin Baykara’nm sultanlığı döneminde Herat, tam bir kültür ve sanat merkezi haline geldi. Çağatay Türkçesi bilhassa Alî Şîr Nevâî’nin çabaları ile tam bir kültür ve sanat dili oldu. Bunda Hüseyin Baykara’nm şâir olmasının ve Türkçe yazmayı buyurmasının da büyük payı vardır.

3-Klasik Devre Sonrası: XVI. yüzyıl ortaları-XVII. yüzyıl sonu.

Bu devrede Orta Asya hanlıklarının siyasî varlıkları birer birer ortadan kalkar. Buna bağlı olarak da Çağatay Türkçesi eski kuvvetini kaybeder. Fars dili ve edebiyatı Çağatay Türkçesi yarımda varlığını yavaş yavaş hissettirir ve bir süre sonra her iki dil birden kullanılır.

Bu devrin en önemli temsilcisi Şeybanlı ailesinden gelen Ebulgazi Bahadır Han’dır. Şecere-i Türk (Türk soykütüğü) adlı eseri Şeybanlı- Özbek hanlarının, Şecere-i Terakime ise Türkmenlerin tarihini anlatır. Zamanının Çağatay nesli için en güzel örnektir.

4-Son Devir. XVIII-XIX. yüzyıl arası.

Bu devre Çağatay edebiyatının gerileme ve çökme dönemidir. Bu devrede kendisine özel bir yer sağlamış sanatkâra pek rastlanmaz. Eser vermiş olanlar arasında Baha Rahim, Meşrep Saykalî, Turdî Ömer Han, Uveysî, Nadir Gülhanî, Mukımî, Osman Hoca gibi isimleri sayabiliriz.

XIX. yüzyıl sonunda Çağatay edebiyatı bütün varlığını kaybeder. XX. yüzyıl başında ise Çağatay edebiyatı yerini Özbek edebiyatına bırakır.

Daha yeni Daha eski