Kimyasal yasalar kimya ile ilgili tabiat kanunlarıdır. Kimyadaki en temel kavram, sıradan bir kimyasal reaksiyon sırasında maddenin miktarında saptanabilir bir değişiklik olmadığını belirten kütlenin korunması yasasıdır. Modern fizik, aslında korunan enerjinin ve enerjinin ve kütlenin ilişkili olduğunu gösterir; Nükleer kimyada önemli hale gelen bir kavramdır. Enerjinin korunumu denge, termodinamik ve kinetik gibi önemli kavramlara yol açar.
Kimyanın ek kanunları, kütlenin korunması yasası üzerine ayrıntılı bir şekilde hazırlanmıştır. Joseph Proust’un kesin bileşimi kanunu, saf kimyasalların belirli bir formülasyonda elementlerden oluştuğunu söylüyor; Şimdi bu elementlerin yapısal düzeninin de önemli olduğunu biliyoruz.
Dalton’un çoklu oran yasası, bu kimyasalların kendilerini küçük tam sayıdaki oranlarda (yani 1: 2 O: H suda) göstereceklerini söylüyor; Birçok sistemde (özellikle biyomakromoleküller ve mineraller) oranlar çok sayı gerektirir ve genellikle bir fraksiyon olarak temsil edilir. Bu gibi bileşikler stoikiyometrik olmayan bileşikler olarak bilinir
Kimyanın daha modern yasaları, enerji ile dönüşümler arasındaki ilişkiyi tanımlar.
Dengede, moleküller, denge zaman ölçeğinde mümkün olan dönüşümler tarafından tanımlanan karışım içinde bulunurlar ve moleküllerin iç enerjisi tarafından tanımlanan bir orandadırlar; iç enerjinin ne kadar düşük olursa, molekül o kadar fazladır.
Bir yapıyı diğerine dönüştürmek, enerji girdisini bir enerji bariyerinden geçirmeyi gerektirir; Bu, moleküllerin kendi enerjisinden ya da genellikle dönüşümleri hızlandıran harici bir kaynaktan gelebilir. Enerji bariyeri ne kadar yüksek olursa dönüşüm o kadar yavaş gerçekleşir.
Enerji bariyerinin en üstündeki yapıya karşılık gelen varsayımsal bir ara veya geçiş yapısı vardır. Hammond-Leffler Postulate, bu yapının enerji bariyerine en yakın öz enerjiye sahip olan başlangıç materyaline veya ürüne en çok benzediğini belirtmektedir. Bu varsayımsal ara maddenin kimyasal etkileşim yoluyla dengelenmesi, katalizörün elde edilmesinin bir yoludur.
Bazı işlemler böyle bir enerji önyargılarına sahip olsalar da, tüm kimyasal işlemler geri dönüşümlüdür (mikroskopik geri dönüşüm yasası), bunlar esasen geri döndürülemezdir.
Katlı oranlar yasası (Dalton yasası)
1804 yılında bu yasayı bulan John Dalton, bileşiklerde elementler arasındaki kütle oranının korunmasına karşın bazen aynı elementlerin birbirleriyle birleştiklerinde farklı özellikler gösteren bileşikleri oluşturduğu gözlenmiştir. Örneğin karbon ve oksijenin birleşmesiyle özellikleri tamamen birbirinden farklı karbon dioksit ve karbon monoksit diye adlandırlan iki farklı ürün meydana gelir. Karbonmonoksit oldukça zehirli bir gazken karbondioksit soluk alıp verirken dışarı attığımız zehirli olmayan bir gazdır ve yeşil bitkilerin yaşamını sürdürmesi için gereken en temel elemanlardan biridir
Birleşen Hacim oranları yasası (Gay – Lussac Yasası)
a) Kimyasal bir tepkimeye giren gazlarla, tepkimede oluşan gaz halindeki ürünlerin aynı koşullarda (aynı sıcaklık ve basınç) hacimleri arasında sabit bir oran vardır.
b) Aynı koşullarda gazların hacimleri mol sayıları ile doğru orantılıdır.
Örn; H2(g) + Cl2(g) = 2HCl(g) tepkimesine göre, 1 mol H2 1 mol Cl2 ile birleşerek 2 mol HCl oluşturur.Hacimler mol sayıları ile doğru orantılı olduğundan, aynı olayı anlatmak için “1 hacim H2 gazı, 1 hacim Cl2 gazı ile birleşerek eşit koşullarda 2 hacim HCl gazı oluşturur.” İfadesi de kullanılabilir.
Aynı şekilde, N2(g) + 3H2(g) = 2NH3(g) tepkimesine göre 1 hacim azot gazı 3 hacim hidrojen gazı ile birleşerek eşit koşullarda 2 hacim NH3 gazını oluşturur diyebiliriz.
İyonlaşma enerjisi
Bir atomdan bir elektron koparmak için gerekli olan enerjidir.bu enerji her atomda aynı değildir.örneğin helyum atomundan bir elektron koparmak için en büyük enerjiyi vermeniz gerekir(helyum iyonlaşma enerjisi en büyük olan atomdur.).bir atomun iyonlaşma enerjisi demek onun kimyasal tepkimeye girme isteği demektir.Bu nedenle soygazlar çok nadir tepkime yaparlar.Eğer bir atomun iyonlaşma enerjisi büyükse o atomu kimyasal tepkimeye sokmak da o kadar zordur.zaten atomlar değerlik orbitallerini doldurmak için kimyasal tepkimeye girerler.Değerlik orbitalleri dolu olan bir atomu kimyasal tepkimeye sokmak demek ondan elektron koparmak demektir bu nedenle değerlik elktronları dolu olan atomlar çok nadir tepkimeye girerler.
Molar Hacim (Gazlar İçin)
0 °C derecede 1 atm basınç altında deniz seviyesindeki koşula normal şartlar denir.Normal şartlar altında 1 mol gazın hacmi 22,4 lt dir.yani 6,02*1023 atomdur.
İdeal gaz yasası
İdeal gaz yasası, sadece teoride olan ideal gazların durumları hakkında denklemler sağlayan bir yasadır. Bir miktar gazın durumu; basıncı, hacmi ve sıcaklığına göre belli olur.
Avogadro yasası
Bu yasa, eşit hacimdeki gazlar, eşit sıcaklıklarda aynı sayıda parçacık ya da molekül olduğunu öne sürer. Buna göre, belirli bir hacimdeki gazın bulundurduğu molekül sayısı, gazın kütle ya da boyutundan bağımsızdır. Örnek olarak, aynı hacimdeki hidrojen ve nitrojen verilebilir. Buna göre, hidrojen de nitrojen de aynı molekül sayısına sahiptir.
Boyle yasası
Boyle yasasına göre, sıcaklıklar sabit tutulduğu sürece, belirli ölçüde alınan bir ideal gazın hacmiyle basıncının çarpımı sabittir
Charles yasası
Bu yasaya göre, sabit basınçta, herhangi bir miktardaki ideal gazın hacminin azalıp çoğalması, aynı oranda sıcaklığının da azalıp çoğalmasını etkiler.