Legalizm Fǎ-Jiā (Hukukçu) ya da Hukukçuluk, Çin Felsefesinde Savaşan Devletler döneminde geliştirilen altı klasik düşünce okulundan biridir. Siyasi reforma önem veren düşünürleri gruplandıran Fa-Jia, Çin’deki yönetim, politika ve hukuk uygulamalarında bugün hala etkili olan “geleneksel Çin bürokratik imparatorluğunun entelektüel ve ideolojik temellerini” ortaya koymada çok önemliydi. Toplumun ideal bir şekilde nasıl işlev görmesi gerektiği konusundaki ahlakı veya soruları gözardı ederek, artan düzen, güvenlik ve istikrar elde etmek amacıyla otokrat ve devletin zenginlik ve gücünün gerçekçi bir konsolidasyonunu vurgulayarak çağdaş hükümeti inceledi.
Legalizm, faydacı bir politik felsefe olup temelini “çağ değişince legalizm, yeni çağın yasalarını tam olarak benimsemektir” şeklinde ifâde etmek yerinde olur. En önemli prensibi yasal prensip olup “yürürlükte olan yasayı üstte tutan bir politik felsefe”dir. Bu okulun en tanınmış önderi olan Han Fei (韓非), bir hükümdarın tebaasını şu üç esâsa göre yönetmesini tavsiye eder:
Fa (Çince: 法; pinyin: fǎ; düz olarak “yasa veyâ prensip”): Bu prensibe göre kanunnâme maddeleri açık bir dilde yazılı olup yayınlanmalıdır. Kanun önünde herkes eşittir. Kanunlar, uygun hareket edenleri ödüllendirip kurallari çiğnemeye cürret edenleri gereğince cezalandırmalıdır. Böylece sistemin nasıl hareket edeceği tahmîn edilebilecektir. Bunun yanı sıra kânun sistemi, devleti yönetmek içindir, hükümdarı değil.
Şû (Çince: 術; pinyin: shù; düz olarak “metot, taktik veyâ sanat”): Hükümdar tarafından özel taktikler ve sırlar kullanılarak başkalarının devleti kontrolü altına geçirmesini önlemelidir. Çok önemli bir nokta, başkalarının hükümdarın niyetleri anlayıp ona göre hareket etmesini imkânsız kılmaktır. Böylece 術’ya, yâni kanunlara uymak dışında ne şekilde daha avantajlı bir durum elde edileceğini kimse bilememelidir.
Şî (Çince: 勢; pinyin: shì; düz olarak “yasallaştırma, güç veyâ karizma”): Hükümdarın kendisi değil, pozisyonudur. Dolayısıyla eğilimlerin, konunun ne bağlamda olduğunun ve gerçeklerin analizi, gerçek bir hükümdar için şarttır.
Kökeni
Legalizm, ilk kez Shang Yang tarafından ortaya konmuştur. Bu reform yanlısı politik felsefeyle Qin Devleti’ni geri kalmışlıktan kurtarıp güçlü bir devlet hâline getirerek mevcut olan diğer altı devleti de egemenliği altına alarak büyük bir Çin imparatorluğu kurmayı plânlamıştı. Shag Yang’ın hukuk kuramları, herkesi kanun önünde eşit görüp sıkı yasalar ve sert cezalarla tebaayı kontrol etmeyi öngörmekteydi. Kendisi Qin dükü Xiao’nun hükümranlığı sırasında Qin’in başbakanı oldu ve aşamalarla devleti güçlü ve düzenli bir ülke hâline getirdi. Bu devletin tek hedefi, bütün rakiplerini yok etmekti. Shang Yang, soylu sınıfı giderip yerine ancak başarılara yükselme imkânını veren ve soydan ayrıcalığını hükümdar hâriç kimseye izin vermeyerek meritokrasi sınıfını oluşturdu. Önceleri ordu soyluların kumandasında olup toplanan vergilerle kurulurdu. Bundan sonra generaller, yeteri kadar becerileri olmak şartıyla toplumun her kesiminden atanabiliyordu. Bunun yanında birlikler son derece sıkı eğitiliyor ve disipline önem veriliyordu.
O tarihten beri Qin, Çin’in en güçlü devleti olma yolunda ilerledi ve sonunda diğer altı devleti (Qi, Chu, Han, Yan, Zhao, Wei) egemenliği altına aldı. Bu yeni devletin başına İlk İmparator (Qin Shi Huangdi) geçti. (İmparatorluğun başına geçmeden önce kendisi Qin Ying Zheng olarak bilinirdi.)