İmla, yazılı kelimeyi oluşturmak için alfabetik harflerin birleşimidir. Bu, doğru harfle yazılmış, anlaşılabilir, genelde standartlaştırılmış bir düzen içerisinde bulunan gerekli harfler ve aksan işaretleri içeren dilsel bir süreçtir. Bir dilin İmlaının bir parçası olmakla birlikte, tüm dillerin salt fonetik alfabeleri yoktur. Standart harf İmlaı, kuralcı bir öğedir. Alfabetik dillerde standart belirleme açısından imla, ortografi biliminin bir alt disiplinidir.
İmla kuralları, alfabetik ilkeye göre konuşma dilinin seslerinin transkripsiyonu olarak ortaya çıkmıştır. Tam olarak fonemik imla çoğu dilin imlaları sadece yaklaşık, diğerlerinden biraz daha yakın idealdir, ancak sesleri büyük oranda yansıtmaktadır. Bu, değişik dillerdeki telaffuzların zaman içinde her dilde değiştiği de dahil olmak üzere doğrudur, ancak görsel normlardaki imla denetimleri değişikliğe direnebilir. Ayrıca, diğer dillerden gelen kelimeler, imla sistemine uyarlanmadan benimsenebilir ve bir kelimenin veya homofonun farklı anlamları kasıtlı olarak görsel olarak farklılaştırmak için farklı yollarla heceleyebilir.
Dilde imla ve telaffuz arasında sıkı bir ilişki olmasına rağmen bir dildeki alfabetik yazım, seslerin sırasının veya sözcüklerin konuşma dilindeki formlarının her zaman tam bir yansıması olamaz. Ünlü ve ünsüzler, harflerden bahsederken başka, seslerden bahsederken başka anlamlara gelebilir. Örneğin İngilizcedeki y harfi, yet örneğinde olduğu gibi sözcük başında kullanıldığı zaman ünsüz (/jet/), noisy örneğinde olduğu gibi kelime sonunda kullanıldığında ünlü (/’n??·zi/) olabilir.
Bazı sesler sözcüklerin telaffuzlarında yer almalarına rağmen harf olarak imlada yer almayabilirler. Örneğin Batılı dillerden Türkçeye geçmiş spor sözcüğünün telaffuzundaki \”i\” sesi; grup sözcüğünün telaffuzundaki ilk \”u\” sesi bu kelimelerin imlasında yer almaz.