Orion Takım Yıldızı Nedir, Özellikleri ve Hakkında Bilgi

 Orion takımyıldızı, gökyüzünde belirgin bir şekle sahip olan ve kuzey yarımkürede rahatlıkla görülebilen bir takımyıldızdır. Adını, Antik Yunan mitolojisinde avcı Orion'a atfen almıştır. Orion, büyük ve parlak yıldızlarıyla dikkat çeken bir takımyıldızdır ve tarih boyunca birçok kültürde tanınmış ve anlamlandırılmıştır.

Orion, güney yarımküredeki kış aylarında gökyüzünün belirgin bir parçasını kaplar ve kuzey yarımküredeki gözlemciler için kış mevsiminin en karakteristik takımyıldızlarından biridir. Orion takımyıldızının en dikkat çeken özelliklerinden biri, üçüncü en parlak yıldız olan Betelgeuse (α Orionis) ve dördüncü en parlak yıldız olan Bellatrix (γ Orionis) gibi parlak yıldızlarına sahip olmasıdır.

Ayrıca, Orion Nebulası (M42) olarak bilinen parlak bir bulutsu da Orion takımyıldızı içerisinde yer alır. Bu bulutsu, gözlemlenebilir bir teleskopla görülebilen bir gök cisimidir ve yeni yıldızların oluştuğu bir bölgedir.


Orion takımyıldızı, yıl boyunca değişmeyen bir görünürlüğe sahip olmasa da, özellikle kış aylarında gökyüzünde belirgin bir şekilde görülür. Bu nedenle birçok kültürde önemli mitolojik ve astrolojik anlamlara sahip olmuştur.

Antik Yunan’da Sirius 
Antik Yunan mitolojisine göre Sirius, Tanrı Orion’un köpeğidir. Orion ise, Poseidon’un oğludur. Orion, zaman köpeği ile gezen büyük bir avcıdır. Yakışıklılığı ve kadınlara düşkünlüğü ile ün salmıştır. Hera’yı kıskandıracak kadar güzel olan karısını kaybettikten sonra, misafir olduğu Oinopion’un kızı Merope’yi baştan çıkarmaya kalkışmıştır. Oinopion da bunun üzerine onu kör etmiştir.

Daha sonra Eos tarafından kaçırılan Orion’u bakire tanrıça Artemis bir akrebe sokturarak öldürtmüştür. Akrep, ödül olarak burçlar arasında yerini almış, Orion’a ise, gökyüzünün karşı yanında bir takım yıldızı haline gelmiş ve köpeği de “Sirius yıldızı” na dönüşmüştür.

Araplar’da Sirius
Kuran’da “Şi’râ” olarak adı geçen bu yıldız, Necm(yıldız) suresinin 49. ayetinde şu şekilde geçer: “Doğrusu Şi’râ yıldızının Rabbi de o’dur.” Sirius (Arapça شعر Şi’râ ), bilindiği gibi gökyüzünün en parlak yıldızıdır. Araplar da diğer kavimler gibi eskiden Sirius’a tapar ve ona dua ederlerdi. Onu da diğer kavimlerin edindiği gibi Tanrılarından biri edinmişlerdi.

Harran Sabiileri, Ay tanrısı Sin’e, güneşe ve yıldızlara taparlardı. Hepsinin ortak yıldızları da Şi’râ, yani, “Şi’râ-yı Yemâni” (Sirius, Süreyya) ile “Şirayı Gumeyşa” (Procyon) takımyıldızlarıdır.
Sirius, Araplarının şans ve uğur kaynağı sayıp bahtlarını kendisine bağlı gördükleri yıldızdır. Arapların Şi’râ’yı “Gumeyşa” (Sulu Gözlü Şi’râ, Yağmur) adıyla andıkları “iki” yıldız’dan oluşan bu takımyıldız ile “10 yıldızlık” Büyük Köpek takımyıldızını hesapladığımızda her ikisinin yıldız sayıları “12″ ye ulaşır. Bu da bize bütün dinlerde ve mitolojilerdeki “12″ (12 burç, 12 dönem, 12 ay) sayısının sırrını verir.

Ayrıca “Hilal-Yıldız”sembolü de muhtemelen bu takımyıldızını temsil etmektedir. Büyük köpek takımyıldızındaki on yıldızın da “1 güneş 1 ay” şeklinde “çift” dizilişli olmaları, büyük ihtimalle “Hilal- yıldız” kavramının da kaynağıdır.

Himyer Arapları’nın Yahudiliği kabul etmeden önce güneşe taptıkları, Kurân-ı Kerîm’in Belkıs ve kavmiyle ilgili atfından anlaşılmaktadır. Güney Arapları’nın ayrıca Ay’a taptıkları ve onu temsîlen bir put edindikleri bunun yanında Benî Uzre’den bir kabilenin “Şems-güneş” adlı bir putunun bulunduğu ve Abdüşems(güneşin kulu) adının Araplar’da yaygın olduğu bilinmekteydi. Tıpkı Abdullah gibi.
Dolayısıyla, İslamiyet yayılmaya başladıktan sonra gelen bu surenin amacı büyük ihtimalle, “O taptığınız yıldızı da yaratan Allah’tır, o halde Allah’ın yarattıklarına tapmak yerine direkt Allah’a tapın.” gibi bir mesaj iletmektir.
Daha yeni Daha eski