Kavs kelimesi, Arapça'da "yay" anlamına gelen kav sözcüğüne Farsça nâme (mektup, kitap) ekiyle birleştirilerek oluşturulmuş bir türevidir. İran ve Türk yazılı kültüründe, okçuluğa dair eserlere genellikle "kavsnâme" adı verilir. Arap edebiyatında ise bu tarz eserler, genellikle "kavs", "remy" (ok atma) ve "sihâm" (oklar) terimleriyle anılmıştır.
Hz. Peygamber'in, "Ok atmayı ve binmeyi öğrenin" şeklindeki hadisleri, İslam dünyasında okçuluğun önemini vurgulamış ve bu alanda kitap ve risalelerin yazılmasına öncülük etmiştir. Bu konuda Ebû Hâşim el-Bâverdî, Tâhir-i Belhî, İshak er-Reffân, Abdurrahman et-Taberî, Ebû Ca‘fer el-Hîrevî, Ebû Mûsâ Harrâs, Behrâm b. Bâbek, Kadı Muhiddin gibi yazarların eserleri bilinmektedir. Ayrıca Kur'an-ı Kerim'de geçen "remâ" fiili de genellikle "ok atmak" anlamında yorumlanmış ve bu nedenle bu konuyla ilgili eserlerin çoğunda bahsedilmiştir.
Arapça eserler arasında, Süleyman b. Ahmed et-Taberânî'nin "Fażlü’r-remy ve taʿlîmih" ve Ebû Zeyd el-Ensârî'nin "Kitâbü’l-Ḳavs ve’t-türs" adlı kitapları önemlidir. Farsça yazılmış eserler arasında ise Katrân-ı Tebrîzî'nin "Ḳavsnâme"si öne çıkar.
XII. yüzyılın sonlarında Selçuklu Emiri Tülü Bey'in, Hüseyin b. Ahmed Erzurûmî'ye 1200-1208 yıllarında yazdırdığı "Ḫulâṣa fî ʿilmi remy" adlı kitaptan itibaren kaleme alınan Türkçe "kavsnâme"ler, aslen mensur olmalarına rağmen zaman zaman manzum parçalar içerecek şekilde yazılmıştır. Bu eserlerin çoğunun amacı, okçuluğu teşvik etmekle birlikte teorik bilgiler de sunmaktır.
İkinci grupta yer alan eserler ise, okçuluk müsabakalarına katılanların isimlerini, atış mesafelerini, menzilleri, menzil taşlarını ve sahiplerini, atıcıların becerilerini ve atış yerlerini içerir. Bu eserler arasında Kemankeş Mustafa Paşa'nın eseri ve müellifi bilinmeyen "Kavsnâme-i Menzilât" adlı eserler bulunur.
Bunların yanı sıra, "kavs" kelimesini içermeyen ancak aynı konuları ele alan eserler de vardır. Örneğin, XV. yüzyıl Çağatay şairi Yakīnî'nin "Ok Yay Münâzarası", Kâtib Abdullah Efendi'nin "Kānunnâme-i Rumât ve Tezkire-i Rumât", Geyveli Hüseyin'in "Kevserü’l-hayât ve meclisü’r-rumât", Seyyid Mehmed Vâhid'in "Minhâcü’r-rumât", Mustafa Kânî Bey'in "Telhîs-i Resâilü’r-rumât", Ağazâde Ahmed Kânî'nin "Oknâme" adlı eserleri bu kategoriye girer.