Lobicilik, parlamento dışında olan ve yasama süreçlerini etkilemeye çalışan kişileri veya örgütleri ifade eder. Bu terim, belirli bir yasam kabul edilmesi, reddedilmesi veya değiştirilmesi için çaba gösterenleri kapsadığı gibi düzenli olarak bu tür faaliyetleri gerçekleştirenleri de içerir.
Fiil olarak "lobi yapmak", yasama süreçlerini etkileme gayret ve hareketlerini ifade eder. Sosyal bilimciler arasında, lobi, lobici ve lobi yapmak kavramlarını kullanma konusunda genel bir fikir birliği vardır. Bir lobi, belli bir yasam kabulü, reddi veya değiştirilmesini garanti etmeye çalışan çıkar veya grup olarak tanımlanır. Bu gruplar arasında çiftçilik lobisi, işçi lobisi veya petrol lobisi gibi çeşitli lobiler bulunabilir. Bir lobici, bu tür faaliyetler için zamanını tamamen veya kısmen ayıran, ücretli veya ücretsiz çalışan bir kişidir. Yasama sürecini etkilemeye çalışan parti yetkilileri, hükümetin üst düzey yöneticileri genel olarak lobici olarak kabul edilir.
Lobicilik faaliyetleri, yasa koyucularla kişisel ilişkiler kurmayı, yasama organlarına ve komitelere belge ve bilgi sunmayı, yasama organlarındaki kişilere e-postalar, bildiriler veya dilekçeler göndermeyi veya diğer insanları bu tür eylemleri yapmaya teşvik etmeyi, lobinin çıkarlarını yasama süreçlerinde savunabilecek adaylara seçim kampanyalarında yardımcı olmayı içerir.
İsrail Lobisi, Amerika Birleşik Devletleri'nin dış politikasını ve askeri operasyonlarını İsrail lehine etkileyerek, İsrail'in tek başına gerçekleştiremeyeceği "Irak İşgali" gibi operasyonların ABD tarafından yapılmasını ve finanse edilmesini sağlayan bir sivil toplum örgütleri koalisyonudur. Bu lobinin etkileri, ABD'nin iç politikasına ve uluslararası ilişkilerine önemli ölçüde yansımıştır.
Eski ABD Başkanı Richard Nixon'un belirttiği gibi, İsrail Lobisi'nin Amerika'daki etkisi büyük medya kuruluşlarını, film endüstrisini, radyo ve televizyonu, büyük şirketleri kapsayacak kadar güçlüdür. Bu lobinin etkisiyle ABD Başkanları ve politikacıları, İsrail'in çıkarlarını gözeterek politika değişikliklerine gitmiş veya gitmeye zorlanmışlardır.
İsrail Lobisi'nin ana bileşenlerinden biri olan Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (AIPAC), ABD Kongresi'nde ve Senatosu'nda lobi faaliyetlerinde bulunurken, diğer bileşen olarak Büyük Amerikan Musevi Örgütleri Başkanları Konferansı, ABD'deki musevi toplumu ile ABD hükümeti arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır.
John Mearsheimer ve Stephen Walt'ın "İsrail Lobisi" üzerine yazdığı kitaba göre, bu lobi esas olarak AIPAC gibi kuruluşlar üzerinden etki gösterirken, Amerikan Girişimcilik Enstitüsü, Hudson Enstitüsü, Washington Institute for Near East Policy gibi düşünce kuruluşları da İsrail Lobisi'nin entelektüel altyapısını oluşturan ve finanse edilen kuruluşlar arasındadır. Bu kuruluşlar, neo-con politikaların geliştirilmesinde etkin rol oynarlar.
İsrail Lobisi'nin bir kolu olan "American Enterprise Institute" gibi kuruluşlar aracılığıyla, İsrail yanlısı görüşler ve politikalar medyada ve çeşitli yayın organlarında yayınlanarak geniş kitlelere ulaşır. Örneğin, Michael Rubin gibi İsrail Lobisi'nin etkili isimleri, İsrail lehine yazılar kaleme alırken, Türkiye'deki askeri darbeleri mazur gösteren veya Kürdistan adında bir ülke kurulmasını destekleyen yazılar yayımlanmıştır.